eurosport yayınında yorumcu olarak rıdvan dilmen yer alsaydı eğer, nadalın dizleri ile ilgili sorunlarına set arasında naçizane yorumlar yapması kaçınılmazdı sanırım.
(bkz: tromso maci devre arasi ses kaydi)
ibne patronun pazar işe çağırması; benim de, götüm götüm gitmek zorunda olduğumdan dolayı izleyemediğim karşılaşma. nadal' ın raketi, federer' in topunun patrona girmesi dileğiyle.
nadal maçı alarak, kusursuz olarak nitelendirilen roger federer'e, kibirli isviçrelilere ve daha da önemlisi, her hatasında hayvan gibi bağırarak centilmenlik dışı hareketler yapan merkez korta ayarların kralını vermiştir.
federer'in nadal kabusundan uyanamadığı maçtır. maç boyunca iki tenisçi de inanılmaz çaba sarfetmiş ve şahane sayılar alıp, şahane kurtarışlar yapmıştır. ama nadal her zamanki soğuk kanlılığı ve tecrübesiyle şampiyonu belirlemiştir.
maç boyunca çok fazla çift hata yapan ve ilk servisi bir türlü oyuna sokamayan federer, fiziki olarak çok daha güçlü gözükse de çok yakın zamanda 5,5 saat gibi uzun bir süre maç yapan nadal'a karşı yine galip gelememiştir.
federer'in mental olarak giderek kan kaybediyor olduğunu gördüğümüz maç. yetenek olarak en iyi olduğu su götürmez bir gerçekse de nadal karşısında maalesef komple bir oyuncu gibi olamıyor. nadal'ı da tebrik etmek gerek. 3 ayrı zeminde grand slam kazanmayı başardı.
tadı damaklarda kalan güzel maç. kupa seromonisinde iki büyük abinin birbirlerine duydukları saygı, roger abinin yenilgiyi efendice kabul edişi, nadal serserisinin şımarıp, havalara girmeden şampiyonluğu kutlaması görülmeye değerdi.( bu arada 13 uğursuz sayı değildir diyenlere buradan çok selam ederim. koskoca roger federer heder oldu gitti lan yapamıyor bir türlü 14'ü )
kesinlikle rafael nadal ın android olduğunu göstermiş maçtır. avustralya açık tarihinin en uzun maçını oynadıktan sadece 42 saat sonra başlayan finalde herkesi yanıltarak son sette dahi yorulmadığını ve olağanüstü bir fizik kondisyona sahip olduğunu göstermiştir.
rafa, özellikle kritik sayılarda spikerin de dediği gibi her defasında 2 vites arttırmayı başararak totally deserved bir galibiyet almıştır.
televizyon karşısında uzun zamandan beridir ilk kez sıkılmadan, büyük bir heyecanla 4 saat 23 dakika geçirmemi sağlayan muhteşem müsabaka. rafael nadal'ın ve roger federer'in de insan olmadığını, daha doğrusu bu dünyaya ait olmadıklarını, seremonideki konuşmalarından ve birbirlerine olan saygı ve dostluğundan anlıyoruz. benim gibi azılı bir roger federer düşmanını bile duygulandırmış ve gözümü yaşartmıştır roger'ın gözyaşları. oyundaki dengesi, backhandlerindeki ustalık, forehandlerindeki güç ve ince işçilik gerçekten roger federer'i diğer tenisçilerden ayıran en önemli özellik bence. ama nedense özellikle son 2 yıldır rafael nadal'a karşı oynarken çok ciddi bir konsantrasyon eksikliği yaşıyor. kırılma anlarındaki o son darbeyi vuramıyor; vuramayınca oyunun kontrolü tamamen rafael nadal'a geçiyor ve sonuç rafa'ın ellerinde yükselen bir kupa oluyor. artık bu maç sonunda da görülüyor ki roger federer'in acilen mental bir desteğe ve bence daha da önemlisi yeni bir kız arkadaşa ihtiyacı var. roger federer'in kaybetmesine ilk kez üzüldüm; üstelik rafa kazanmışken. ama o asalak suratlı tombiş yaratığın * bir kez daha üzülmesi içimdeki yağları eritmeye yetmiştir ve sevincimi katmerleştirmiştir. son sözü ise yine sahada olduğu gibi kalbimizi fethederek rafael nadal söylemiştir;
"roger sen tarihin gördüğü en iyi tenisçilerden birisisin."
ikinizi, televizyon başından da olsa seyretmek çok büyük keyifti..