ensonhaber gibi, hükümete yakın haber sitelerinde hiç bir şekilde bahsi geçmemesinden anlaşılacağı üzere, uygunsuz olarak gerçekleştirilmiş, uzun adamın kişisel intikam hırsları yüzünden, ülkemin yanıp tutuşan kaos ortamına bir odun daha koyulduğu belli olan, fuatavni denilen zatın yakın zamanda dillendirdiği operasyon.
cümlenin noktasına bir türlü gelememe sebebim ise, olayın daha saymakla bitmeyecek kadar çok etkisinin olması.
ağzımıza sıçtınız, sizin kavganız bizim huzurumuzu paramparça etti. siyasetiniz de, kişisel hesaplaşmalarınız da, peşinde koştuğunuz oylar da, koltuğunuz da, sarayınız da, pensilvanyanız da yerin dibine batsın.
Zamanında Ergenekon, balyoz sanıklarının, onur intiharını gerçekleştirenlerin, hapisteyken kahrından ölenlerin ahı tutmuştur. Keser döner sap döner arkadaşlar. Ilginç olan şey ise bu iki güç odağı bu kadar zulmü beraber Yaptılar. Dileğim birbirlerini yer bitirirler, kalleş arap kırmaları
bu olaya "ohhhh" demek için tam bir gerizekalı olmak lazım. cemaati ben de sevmem, haketmiyor değiller ama bu şeiklde değil.
bu yapılanın adı resmen "dikta rejimidir". bu operasyonlar ile bu ülkenin artık laik demokratik bir ülke olmadığının ispatıdır.
daha fazla şey yazardım ama malum hukuk artık gukuk olduğu için ben de gukuklanmayım.
samanyolu grubuna baskın yapıldı, genel müdürü tutuklandı aylardır içeride ve iddianame ne hikmetse yazılamadı. kimse ses çıkarmadı.
bugün ipek grubuna baskın yapıldı. belki tutuklama olur belki el koyma olur bilemiyorum. ama herkesin sustuğunu çok rahat görebiliyorum.
yarın doğan grubuna diğer gün koç grubuna baskınlar yapılabilir.
ve medyaya baskın yapılmasına alışılır.
belki çok tekrarlandığı için kimse umursamıyor ama "hukuk gün gelir herkese lazım olur"... dünün mağrurları bugün mağdurlar... bugünün mağrurlarının da yarın mağdur olacaklarına, hiçe saydıkları hukuku çok arayacaklarına hiç şüphe yoktur.
zamanında demokrat partililer de böyle yaparlardı. hukuk filan tanımazlardı... ismet paşa onlara "tarih kürsüsünden halinize bakıyorum... suçluların telaşı içindesiniz... böyle giderseniz sizi ben bile kurtaramam" demişti... nitekim dediği gibi de oldu... alayı dün ırzına geçtikleri hukuku tırım tırım aradılar da bulamadılar...
zerre kadar acıma hissi uyandırmıyor bende. bunlarla işbirliği yapıp vaktiyle kaç tane masumun evine sabah baskınları yaptırdı bunlar kaç tane hayatı kararttı. şimdi çıkar çelişince birbirlerine düştüler. yiyin lan birbirinizi.
Önce ipek grubu nedir ne değildir bunun ortaya konulmasını gerektiren operasyondur.
Koza davetiye oldu koza altın. Ne kadar alakalı sektörler değil mi? Ne hikmetse sektöre girer girmez de çok başarılı olup çok kazandılar. Borsaya açıldılar ve para içinde yüzdüler. iktidara ters düşenlerin elinden zorla alınan mallar haraç mezat ipek grubu şirketlerine verildi. Şimdi buraya kadar normaldi ama şimdi iktidarla ters düştün ve mallarına el koyulma sırası sana gelince masum mu oldu bu şirket. Araştırın bakalım son yıllarda kaç tane maden lisansı almış ve şirketleri ne kadar büyümüş. Koç un sabancı nın 50 yılda yaptığı gelişimi bunlar birkaç yıla sığdırdı ve maalesef ki ticari zekalarıyla değil iktidarla iyi geçinmeleri sayesindedir.
Şimdi rüzgar terse döndü iktidarla ters düştün ve mallar gidiyor, hayırlısı olsun. Unutmamak lazım ağlayanın malı gülene yar olmazmış.
Edit: yapılanlara asla alkış tutmuyorum, oh olsun da demiyorum iyi okuyun. Sadece durumun ne olduğunu özetliyorum.
Bugün ona yarın bana. iktidarın kendiyle iyi geçineni yüceltip kendiyle ters düşeni süründürmesi yanlıştır ama cem uzanın mallarına el konulurken de bir kesimin alkış tuttuğu unutulmamalı ve gerçekte müslüman olmayıp dini kullananların topyekün ülkeden ülkeden kapı dışarı edilmesi gerekliliği herkesce görülmelidir.
Sessiz kalın ipneler. Ama size sıra geldiğinde de unutmayın bu sessizliği. Zira yardım cığlıklarınıza cevap verecek kimse kalmayacak dışarda. Duyacağınız tek ses, kendi sessizliğiniz olacak.
Edit: mevzu mallarının gitmesi falan değil. Geberseler sikimde olmaz. Sorun, iktidarın ters düstüğü kesimlere bu şekilde operasyon yapabiliyor olması. Bugün onlara, yarın kime?
bir yandan zamanında türkiyenin köküne kibrit suyu çakan cemaatin bu hallere düştüğünü görünce içimin yağları eriyor, inkar edemem. o kadar şerefli askere, aydına, gazeteciye yaptıkları eziyetleri, çaldıkları hayatları (sadece onların değil ailelerinin, oğullarının, kızlarının hayatlarını da) unutmak mümkün değil. diğer yandan da bu şekilde olmamalı diyor insan. öbürü yanlıştı diye bu seferki yanlışı alkışlamamak lazım. o zaman yarın sıra sana geldiğinde senin için sesini çıkaracak kimse kalmaz.