burak yılmazı burak yılmaz yapan türkiyenin en iyi iki hocasından biridir. çok sağol hocam böyle bir oyuncuyu türk sporuna kazandırdığın için. artık galatasarayda top koşturacak burak. sana da çok üzülüyorum o yönetime rağmen hala orada birşeyler başarıyorsun. başarını takdir etmeyenin suratına tükürmek lazım.
geçen yıl fenerbahçe'nin başına örülecek olan çoraplardan haberi olan yüzsüzlerden sadece biridir. buna rağmen ağlamaktan başka bir şey elinden gelmez.
biz seni dik duruşun, onurlu oluşun için sevdik. dün seni anlayamayanlar belki bu gün anlamaya başlarlar.
(bkz: adalet yerini bulmazsa ilahi adalet bulur) sözün senle birlikte tarihe geçti.
seni çok seviyoruz şenol hocam. herşeye rağmen gemini bırakmadığın için sana çok minnetarız.
şampiyonluğu yok diyenlere mahkeme gerekli ayarı bu gün verdi.
bilki bizim sana olan sevgimiz ne şampiyonluk ne de başarı sevgisidir.
türkiye'nin en aklı başında isimlerinden biridir güney kore'de gösterilen ilgiyi herkes gördü ama türkiye'de 2002 dünya kupasında bile tartışılan ve medyanın hala tartıştığı başarlı trabzonspor teknik direktörü.
Türkiye'yi 2002 de dünya üçüncülüğüne taşımış, yaptıkları, konuştukları ve sergilediği davranışlarıyla her zaman Türk sporuna ve Türk gençliğine örnek olmuş başarılı ve profesyonel bir insandır.
ankaraspor'larda, ankaragüçlerinde sürünürken arkasına şike baronlarını alıp etrafta adam diye dolanan teknik traktörlere adamlık, insanlık ve futbol dersi verebilecek kapasitede bir insandır. herşeyden önce insandır. bir çoklarından en büyük farkı da budur.
az bile ceza almış trabzonspor takımı hocasıdır.
3 yıl tribüne giremez, 8 yıl maç izleyemez, 19 yıl takım çalıştıramaz cezası verilmeliydi.
ırkçılığın cezasının 2 maç olduğu ülkede şenol güneş 3 maç ceza aldı ya.
hem de bu cezayı müsabaka hakemine hakaretten aldı ya.
böyle ligin mnk.
böyle federasyonun, böyle pfdk'nın mnk.
Gönlü zengin, dürüst, türkiye'nin futbolda elde ettiği en yüksek derecenin mimarı. Türkiye'nin en büyük teknik direktörü.
Şöyle bir anısı var, anlayana!
--anı--
dünyada derece yapan milli takıma üçüncülük madalyası 25 tane verilmesi gerekir iken 23 tane verilir. türk milli takım kadrosu 25 olduğu için iki eksik gelir. dönemin milli takım antrenörü şenol güneş o madalya boynundan çıkarır ve milli takım malzemecisinin boynuna takar.
yıllar sonra o olayı şenol güneş şöyle anlatır. güneş, keşke orada herkese verilseydi. orada herkes madalya almalıydı bir baktım biz madalya alırken o çocuk orada buruk kaldı. bende çıkardım ona madalyayı verdim. sonra düşündüm bana diyorlar ya sen o başarıda yoktun. evet, şuan bunu ispatlayamam çünkü bana orada verilen madalyayı ben o dönemin milli takım malzemecisine verdim.
--anı--
Kıçıkırık bir Rum takımına yıllar önce elenerek şampiyonlar ligine gidemeyen trabzonspor taraflarının o zamanlar ana avrat düz gittiği, şimdiyse adam yokluğundan mıdır nedir taşşakları yalanıp duran teknik direktör.
boşu boşuna ağlayıp sızlamaması gereken teknik direktördür. "sen kendi evinde fenebahçe'yi yenemiyorsan kır dizini otur aşağı" derler adama. "dağıttığın ve yerine kurduğun takımın hali ortada. jaja gibi bir futbolcuyu hiç yok yere takımdan yolladın, onur kıvrak gibi dünyanın sayılı kalecilerinden birini kulübeye mahkum ettin, takımın defans ve forvet hattı bas bas bağırırken devre arasında defansa ve forvete tek bir takviye yapmadın hala çıkıp konuşuyorsun. ayıptır hoca" diyorum ben de kendilerine.
'bunu söylersem yanlış anlaşılabilir' diyerek açıklamasına devam eden ve bazı kesimler tarafından kendi pisliklerine çekilmeye çalışılan adam gibi teknik adam. ya da anlamak istemediniz belki de...
"magnumla mı ateş ettiler?" felsefesinin sadık takipçisi, "bomba mı attılar?" diye hala zevahiri kurtarma derdinde?
he canım ondan sonra şov yap tribünlere falan koş atmayın diye. yersen...
edit: mazur göstermeye çalış, sonra yanlış anlaşılabilir de, dedik ya yersen...
hem futbolcunun bunu kullanması normal de, hem de burdan futbolcuya vurmaya çalış. bildiğin şark kurnazı...
bugün maçta ts'li futbolculardan daha fazla koşmuş olan teknik direktördür. ama boşa koşmuş olacakki ts taraftarı onu dinlemedi. adamın kendi başına çırpınmasına üzüldüm.