tamamen hayata atilmadan once desteklenip korunacagini sandigin ama finallerde sana kol gibi gecirdikleri kurum. kisa ve net. lise kadar tolerans yok. hocalar ozel olarak adini bilmez. kanaat notu filan da bekleme.
ortamına ayak uydurana göre hayatta bir daha yaşanamayacak tecrübelerin yaşanmasına olanak tanıyan yerdir. türkiye' de üniversite demek ise zaman ve maddiyat kaybıdır.
kampüs hayatını içermeli. büyük şehirlerdeki büyük üniversitelerin bazılarının kampüsü yoktur ve bir binada geçirirsiniz üniversite hayatınızı. oysa kampüs içinde okuduğunuz zaman etrafınızda hep sizin gibi öğrenciler vardır. yaptıklarınız yadırganmaz, rahat olursunuz. üzerinde yayılabileceğiniz çimleri olur, kütüphaneniz ayağınızın altında olur ve birçok ihtiyacınızı kampüsün içinde karşılayabilirsiniz. her şeyden önce yoğun trafikle uğraşmak zorunda kalmazsınız. o yüzden diyorum ki üniversite dedikleri kampüs içinde olmalı.
hayal ettiğiniz amerikan pastası ortamı olmayan, ders ve hoca peşinde koştuğunuz, 3 saat ders arası olan, yılların sanki hızlı geçmek için sözleştiği bir mekan. aşık olursunuz o da yalan olur. gözünüzde büyütmeyin. okuyun orası ayrı.
ortam çok güzeldir lakin bazı üniversiteliler çok bir şey kazanamazlar gelip geçen yıllardan. çamura düşen topu silkeleyince temizlenmesi gibi başarıyla verdikleri dersleri neredeyse tamamen hayatlarından çıkarırlar. sanki öylesine üniversite okuyorlarmış gibi.
tamamen isteğe dayalı güzel bir yer. fakat bi evde açlık sınırının çok olması muhtemeldir. Okula yürüyerek giden sayısı okula otobüsle gidenlere neredeyse yetişmek üzeridir. ama herşeye rağmen karının bol ortamın kimine görede güzel olduğu yerdir. tabi yerden yere değişir. eskişehirde mesela ne karısız nede parasız.
türkiye'de içi boşaltılmış kavram. bilim, teknik üretileceğine iş bulma, meslek edinme kurumuna dönüştürülmüştür. aynı zamanda açıldığı yerdeki esnafa öğrenci sirkülasyonu sayesinde gelir kapısı yaratması amaçlanır.
ülkemizde çok yanlış anlaşılan çok boktan işleyen kurumlar. hatta işyerleri demek daha doğru olur. ulan orospu çoçuğu aldığı parayı haketmeyen yeni birşey üretilmesi namına öğrenciye katkısı olmayan ben parama bakarım gerisi umrumda olmaz kafası ile yaşayan akademisyen ananı sikeyim senin. cebimi ne kadar doldurursam kardır deyip okula katkısı olmayan dekan,rektörler sizinde ananızı sikeyim.
ulkemizde cok abartilan olaydir herkes universite mezunu olmak zorundaymis gibi hissediyor oysa ki direk benim tanidigim 2 tane lise mezunu ceo var ve bu adamlar universite okumadan bu yerlere geldi herkesin gitmesini isterim ortami iyidir fakat gitmesen biseyin eksilir mi pek sanmam okul sadece sana diploma verir kendini gelistirmen sana bagli.
Bünyesindeki rektör ve dekan kavramları önceleri kiliseye ait terimlerdi. Modern üniversitenin kökleri batıda atıldığından bu kavramlar eğitimdeki karşılığını alarak kullanılmaya başlanmıştır.