kelime anlamı itibariyle, sevdiği bir şeyi ya da kimseyi bir daha görmek isteğini duymak, ona kavuşmak istemek, onu göreceği gelmek anlamına gelen duygu durumu. ferdi baba'nın şarkısında da özetlediği gibi. "bir resme bakıp da ağlamadın ise, özlemek ne demek bilemezsin sen."
soyut zannedilen, yasarken sonuna kadar somutlasan caresizligin sonsuzluk katı...
bu basliklarda benim acim hep ayni, annem.
15 yasindaydim, grip oldum diyerek doktora gittigimizde. annem olecek korkusuyla sabahlara kadar aglayip acaba cocuk oldugum icin abartiyor muyum diye yazmisim gunlugume. hala duruyor gunlugum...
her seyden habersiz.
annemin mesajlarini gorunce ogrenmistim sonucu.
kanser.
yari yogun bakim yari okul diyerek bitirdim.universiteyi. 85 kilo, etine dolgun annem 35 kilo sirtimda kalkiyordu yataktan.
sirtindaki yatak izlerini tasiyan annemin acisini ben misliyle cekiyordum.
dayan dedim ona, elime ekmegimi alayim ben aslanlar gibi bakarim, senin kizinim ben dedim.
ve ben annemi ilk maas gunumde kaybettim.
yagmurlu soguk bir aralik gecesi.
iste baslikta gecen o ozlemek kavrami o gunden beri kalbimde, cigerimde, burnumun direginde...
Geçmişin yad edilip, duygusal bir titreşim neticesinde oluşan karma bir duygudur.
Özlem, çaresizlik bile içerir. Özlemek öyle basit değildir, çok fazla duygusal minarel içerir. Özlüyorsan, değer görmüş değer vermişsin demektir. Dalında yetişen ve olgunlaşan bir meyve gibi.
Göğsünüzün üzerine koca bir taşın gelip oturması, sözcüklerin boğazınızda yumru olmasıdır. Ondan kaçtıkça yine kendinizi onunla birikmiş anıların kollarında bulmak..
Bazen nefes aldırmaz. Koşmak istersin; ona rağmen, ona delice koşmak. Hâlâ nefes alabiliyorken, ihtimal dahi olsa şansınız varken koşun, denedim diyebilmek çok huzurlu hissettirir insana. Artık mümkün degil dediginiz noktada da emin olun geçmeyecek acı yok. Sabredin...
insanoğlu'nun talihsiz kaderi. insan hep özler. Bugün bir bedeni özler, yarın bir hissi, öte gün bir ezgiyi değil o ezginin vermiş olduğu nefesi. insan özler. Özlemde ve nefrette insan pek mahirdir.