telefona bakarsınız aradımı mesaj attımı diye. sokakta dolaşırken herkezi ona benzetirsiniz. yüreğiniz sığmaz. dakikalar saatler gibi gelir size. oda sizi özlüyormu peki? sizin onu özlediğinizi hissediyormu?
özlüyorum bir şeyi, birisini.
gözlerimin daha önce hiç görmediği, kulağımın henüz duymadığı ve henüz dokunmadığımı özlüyorum.
bana gelmesini hiç beklemediğim birisi,
arkasından hiç el sallamadığım,
ve hiç bir zaman bir grup vakti bir kapıda kalp çarpıntılarımla karşılamadığım birini.
çocuksu huysuzluklarıma katlanacak birisini özlüyor ruhum, herkesten sıkıldığımda omzuna yaslanacağım biri, her can sıkıntımda sudan bahanelerde kavga edebileceğim ve yine aynı bahanelerle barışabileceğim birini.
herkes gittiğinde kalacak, en korktuğu şey bizsizlik olacak bir adamı.
bel ki uzak bir kentin serin eylül akşamında, bel ki dün bindiğim otobüsteydi, bilmiyorum.
özlemek için tanımak gerekli mi birisini? bilmek, görmek?
ben özlüyorum, gözlerimin daha önce hiç görmediği, kulağımın henüz duymadığı ve henüz dokunmadığımı.
birilerine değilde bir şeylere daha çok hissettiğim şey. denize karşı simit peyniri çok özlerim misal. yada çay sigarayı. yada ankarayı. tek kalmayı. sessizliği bazen. ama birini özlemek uzak bi duygu sanki. ama özledim derim. seni özledim'e karşılık çok derim. bende çok özledim bıdıbıdıcım.
hangi ilaç deva bulur ki bu rahatsızlıga yada neyle uğraşmak geçirir akıldan çıkarır özleneni varmıdır bunun bir çaresi..
öyle bir duygu ki her an her dakika aklındadır nerde ne yapıyor kiminle ne yedi sıkı giyindi mi keyfi yerinde mi yoksa mutsuz mu kafanda milyonlarca soru işareti belki bunları bilmekte ona yaklaştırmayacaktır ama yinede merak edersin..
istahın kapanır uykuların bölünür sadece bir haber bir koku bir gülüş için bunların hepsi onun içindir.
aslında duyguların en asili eger özlenende seni özlüyorsa ama bu duygu tek taraflıysa işte o zaman çekilmez bir hal alır acabalar kafanı her daim kurcalar.
lanet edersin onu gördüğün tanıdıgın güne nerden tanıdım dersin az sonra vazgecer iyki tanımışım dersin paranoyak yapar bu duygu insanı sağı solu belli olmaz bir insan olur çıkarsın mantıgıda yoktur bunun böylesi yıpratıcı bir durumdur.
Öyle lanet,öyle beter bir şey ki hele kavuşmaya daha çok varsa daha da beter.Zor,anlatılmaz kelimeler düğümlenir insanın boğazına.Sen de özlersin o da özler ama doğru kelimeleri bulupta konuşamazsın bir türlü söyleyemezsin doyasıya özledim seni,seviyorum seni diye.Umut etmek istemezsin çünkü,bir kez daha kırılmaya katlanamayacaksındır artık.Tüm masumiyetinle susarsın içine içine.
tüm yaşanmışlıkları içine alır, derinde bir yere hapseder bu duygu. yaşanan her ne olursa olsun, ister eski sevgiliyle yaşananlar olsun, ister ailecek yaşanmış güzel bir gün olsun... o kişinin yanındayken bile özlenir insan yada duygu. eskiden sevip seviliyorken, başka bir amaç için yanyana olmak yine özlemi getirir. ya da yanında olup eski duyguyu hissedememek eskiyi özletir. aslında yaşamımızın çok büyük bir kısmını kapsar, bazılarını faketmeyiz, gururumuz farketmemize izin vermez, bazılarını hissetmeyiz, başka hisler üzerini örter, bazılarını görmeyiz, başka birileri gözlerimizi kör eder.
özlenen şey daima güzeldir. özlenirken acıtmayacak, özlenecek kadar güzel anılar olması can yakmaz, üzmez, sevilir.
mantıken saçma,gereksiz birşey olmasına rağmen; mantık sınırları dışına çıkıldığında kalbin normal ritminden sapmasına yol açabilen şiddetli bir duygudur.
özlemek yoğun bir duygudur, buharlar içinde kalmak gibi... erimek gibi an be an. özlemek,geniş zamanlı bir eylem gibi gelsede insana aslında anlıktır.