" osman! " demekle yetinmemek lazım bu dizi için. çünkü oynayan genç yaşlı tüm oyuncular karakterlerin hakkını veriyorlar. her ne kadar osman'a* büyük yetenek dense de, dizide mete adlı karakteri canlandıran Aras Bulut iynemli'de de inanılmaz bir ışık var. ali karakterinde Erkan Petekkaya ise kariyenin en iyi oyunculuğunu sergilemekte. Mete Horozoğlu'na diyecek laf yok zaten. nefes adlı filmde oyunculuğuyla verdiği tadı bu filmde de mükemmel bir havayla sürdüyor.
bu diziden sonra genç kaptanların işi zordur arkadaş.
-efendim sebeb-i ziyaretimizi biliyorsunuz. kızımızla oğlumuz birbirini beğenmiş...
+oğlan ne iş yapıyor.
-kaptan efendim.
+sittir et o zaman. şimdi sefere çıkar 6 ay gelmez. sonra elin hollandalısını, danimarkalısını kızımın üstüne kuma getirir.
-efendim!
+kızım katil mi olsun, hapishanelere mi düşsün?
-nasıl?
+bizde kaptana maptana verilecek kız yok!
+ama geliri 5 bin lira.
-tükürürüm parasına ulan. torunlarım sokakta mı kalsın. hadi başka kapıya. hadi hadi...
dizinin bu bölümü bütün dönem dizileri gibi kanıtladı ki; o gün ya da bugün farketmeksizin bütn ülkücüler tek başına kavgaya girerken altlarına sıçıyor ve bir tanesinin bile babası belli değil ya da anaları hangi gece bu çocukları hangi adamdan yaptığını hatırlamıyor!
azıcık gururunuz olsun!azıcık yüreğiniz olsun o gün ya da bugün!
o nasıl bir sağ-sol çatışma sahnesidir. elime silah alıp televizyonun içine giricektim nerdeyse. neyse ki kıvırcık saçlı abla yetişti. yanlı davranmayayım diyorum ama. dizide değil gerçekte de biliyoruz ülkücü abilerimizin sopasız kavgaya giremeyen yüreksizliklerini. ne bileğine ne düşüncelerine güveni olmayan adamın işidir sopayla kavgaya girmek. uzak değil kendi okulumuzda da gördük sopayla kadın döven ülkücüleri. bu da son sözüm olsun. (bkz: en iyi ülkücü ölü ülkücü).
siyaset falan değil bu yaptığım. son kavga sahnesi ülkücü gerçeği. filmde yanlış lanse ediliyo yuaaa diyecekseniz bunu gerçekte de görmedik değil. teke tekte köpek olup, sürü halindeyken erkekleşen köpekler. gerçektir. her zaman gördüğümüzdür.
nasıl güzel çekmişler sağ sol kavgalarını o kadar doğrudur ki...faşistler böyle işte..kavga da bile namussuzluk yapıp sevgilini kaçırıp onu dövüyorlar.1 kişiye 5 kişi boru ile dalıyorlar...komünist yoldaşlar "kahrolsun abd,yaşasın özgürlük" diye bağırırken faşistler "kahrolsun komünistler" diye yırtınmaktadırlar..komünistler soyut bir kavrama * kahrolsun derken,faşistler bireye kahrolsun diye bağırıyor.solcu yoldaşlar arkadaşlarını hastaneye götürmek için araba çalarken bizim faşistler onları takip etmek için araba yürütürler...ve yine faşistler adam öldürmek için tabancayla durmadan ateş ederken bizim solcu yoldaş tek ateşle tekerleği indiriveriyor...bu kadar doğru...
aptalca bir kavga sahnesini gerçekleştirmiş olan dizidir.
en başta bu elemanlar nasıl ayırıyor lan o kalabalıkta birbirini?
onu da geçtik. niye esas kızı binanın içine götürüyor bu tip? "esas kız-esas oğlan-esas kötü adam" 3 lemesi olsun diyemi? televizyon tarihinin en aptal klişesi değil mi bu? evet öyle.
o zamanın kızları da kuvvetli oluyormuş maşşallah. ayaklara 10 tane sırtına da en sağlamından birkaç darbe yedi kızda çizik yok.
son sn de kızın gelip kurtarması ise mide kaldırmıştır. şimdi o kızda esas oğlana aşık olsun aksiyon çıksın dimi? esas oğlanda hafızasını kaybetmesin mi?
silahlı araba kovalama kısmı ise sallamasyon olmuş. texas mı la orası? o hava essin diye dağda bayırda geçiyor kovalamaca gerçi. üniversite meydanından dağa bayıra gitmekte ne akla hizmettir?
-meliha(isimi salladım): peşimizdeler kaçmalıyız!
+haydar: hımm nereye gidelim? polise mi? hastaneye mi? yok hemen en yakındaki dağa kaçalım. özellikle ıssız yerlerden gidelim gerçi zor olucak üniversiteden çıkıpda böyle yerler bulmak...böylece yolda sıkıştırıp kafamıza sıkabilirler.