ölüm

entry4139 galeri133 ses3
    189.
  1. bir hikayenin sona ermesi ama unutulmamasıdır.

    98 yaşında birinin 1 asra yakın süren hikayesinin sona erdiği durumdur.

    Üzülmek anlamsızdır. Ölenin sevdiklerine kavuştuğunu düşünüp, mutlu bile olursunuz.

    Hele 98 yaşınızda ama yine yüzlerin omzunda ilerlerlediğiniz o ana kadar, aklınızı ve gücünüzü yitirmediyseniz, mucize gibi görünür.

    içinizi burkan 1 tek şey olabilir, 98 yıla dahil olan torunlar, 1 tarihi kaybetmiştir artık:

    .Çanakkale'de şehit olanları kimse anlatamaz onun kadar gerçek,
    .Çetelerin batı'da da ortaya çıkıp, çocukları nasıl kestiklerini ama yahudilerin, hristiyanların, müslümanların; ermenilerin, türklerin, kürtlerin dostluklarını da anlatamaz,
    .Atatürk'ün Dolmabahçe'den nakil edilen naaşının insanların boğazlarını düğümleyen bir yasla Haydarpaşa'dan yola çıkarılmasını da anlatamaz,
    .Maksim Gazinosu'nu, Gazinocular Kralı'nı, eski kabadayıları, içki masasının namus olduğunu; yani konuşulanların kimseciklere anlatılmadan saklanmasının vefa borcu olduğunu da kimse anlatamaz,
    .Ağaların batıda da var olduklarını; ağalıklarının eziyetten değil, mülkleri ile övünmeden yetime, öksüze, darda olana yardım etmekten geldiğini kimse gösteremez,
    .Düğünlerin şenlik olması gerektiğini, ölümlerin birlik olması gerektiğini; zurnanın keyfini, mevlidin övgüsünü,
    .Büyük evlerde, büyükler ve küçükler bir arada yapılan hoş sohbetleri, çocukları rüyalar aleminin derin köşelerinde yakalayacak efsaneleri de kimse anlatamaz.

    Yani hayat, kaçında bir hikayeyi bitirirse bitirsin, her hikayenin bitişi iç burkar, mühim olan her hikayenin özellerinin unutulmamasıdır.
    4 ...
  2. 188.
  3. hiç kimsenin bir an bile aklından çıkarmaması gereken. her an gelebilir çünkü...
    4 ...
  4. 187.
  5. 186.
  6. nefesini sırtınıza üfleyince hatırlanan hayat gerçeği.
    4 ...
  7. 185.
  8. "uff" oluyorsun galiba. dizini masaya çarpmaktan daha kötü olduğu kesin. kesin mi dedim, yok be ben öyle kesin konuşmayı sevmem aslında, herkes ölüyo diye niye ben de ölecekmişim, ne yani imza mı attık. hele bakalım ölürsek yazarız o zaman dişe dokunur bi şeyler. hadi şuraya bi bkz. verelim de neşemizi bulalım, ne o öyle ölüm, öğk ! alakasız görünebilir ama siz bakınız; (bkz: wing tsun)
    5 ...
  9. 184.
  10. birgün bana kafayı yedirecek olan bilinmezlik.

    merak, merak, merak...

    deli oluyorum.

    nasıl, ne zaman? peki ya sonra?

    sonra?

    sonra?

    sonra?

    çok merak ediyorum .mına koyim. çok ulan.
    1 ...
  11. 183.
  12. ölüm kere ölüm ölüm kare, son yada asıl başlangıç.
    4 ...
  13. 182.
  14. nihayet yüzleşebildiğinizde aslında hiç de korkutucu olmayan, siyah bir battaniye gibi sarıp sarmalayan. karanlık, ama huzurlu..
    4 ...
  15. 181.
  16. 180.
  17. hakkında yazılan yaşanmış olayları anlatan entrylerin nedense en beğenilen entrylere girdiği mevzudur. annenin ölmesi, babanın ölmesi, dedenin ölmesi... gibi. sonuçta ne gerek var ki böyle derin ve manevi bir konuyu gelip şu *sözlükte yazıyorsun. anlamıyorum ki; içini mi döküyorsun, cevap mı alıyorsun, feraha mı eriyorsun?...ya da kıçından hikaye mi yazıyorsun? her neyse artık...
    3 ...
  18. 179.
  19. beyinde hakiki imgesinin oluşabilmesi ve kavranılması, iliklerde hissedilmesi için 15 dakika sonra vuku bulması durumunda neler olacağının derin derin hayal edilmesi ve kurgulanmasının gerekli ve yeterli olduğu hadise. *
    3 ...
  20. 178.
  21. en büyük acıların bile kurtuluşu olabilen sonun başlangıcı.
    3 ...
  22. 177.
  23. yaşamdan ayrı düşmek, sonsuz bir sessizliğe yol almak ama asla yok olmak değil.
    5 ...
  24. 176.
  25. tüm dinlerin ve pek çok korkunun kökündeki final
    2 ...
  26. 175.
  27. deli gibi korktuğum şeydir ölüm..

    kendim için değil.. kendi ölümüne korkmak saçmadır zaten. nasıl olsa birgün gelip bulacak, omuzumdan tutup "hadi, gidiyoruz.." diyecek. kaçışı yok bunun. çaresi, ilacı, hilesi... yok. olsa da itiraz eder miydim bilemiyorum. zira yaşamdan deliler gibi zevk alan insanlardan olmadım hiçbir zaman. ama ne dersek diyelim, 2x1 boyutlarında tahta bir kutuda bitecek sonu.

    ölüm..

    düşündürüyor beni. ve dediğim gibi, korkutuyor.. belki bir kayıp değil, sadece ilahi bir ayrılık, belki de nihai yok oluş, o kısmıyla da fazla ilgilendiğim söylenemez.

    ancak çok sevmekten korkar oldum. ölümün acısını, "kalan" tarafında durup çekmekten.

    "senin yerine ben öleyim" derler ya, biz de deriz ki "adama bak, o kadar çok seviyor ki, karşısındakinin yaşamasını sağlasa kendi canını verir." ben de onlardanım işte. herkes onlardan aslında. ve hepsi de doğru söylüyor. ama kimsenin söylediği göründüğü amaca hizmet etmedi, etmeyecek.

    fedakarlık bildirmedi bu söz. belki de hiç bildirmedi... saf korkudan başka hiç bir nedeni olmadı belki de..

    aslında "senin yerine ben öleyim" demedik hiçbir zaman. dilimiz dedi onu. içimizden "sen ölürsen ben nasıl yaparım, neye tutunurum, nasıl yaşarım. çektiğim her nefes ateş olup içimi nasıl kavurmaz.. günler, aylar, yıllar nasıl geçer? yapamam. ölüm bundan daha insaflı, bu acı ölümden daha kara. senin acını çekeceğime ölmek istiyorum!" diye çığlıklar attık.

    "asla alışamam. daha büyük acı yok!" deyip de alışmak, alışmak zorunda bırakılmaktan korktuk hep. alışmaktan, hayata devam etmekten. ama asla acının geçmemesinden, sadece şekil değiştirip hayatımızda yerini almasından kaçtık.

    ölüp gitmek kolay. yaşamın, 15 katlı bir binın camında, keskince bir fileto bıçağının ucunda, hatta sadece hızla gelen bir trenin çelik tekerleklerinde son bulacak kadar basit ve kırılgan olduğunu yüzümüze çarpacak kadar hem de. "pamuk ipliğine bağlısın güzelim" diye sırıtıyor. he de alayım canını. karar ver, infaz et, reddet yaşamayı, çağır beni ve seni götüreyim. kolay... çekici..

    hani geride bıraktıkların olmasa sevgilin gibi koluna takıp gidersin belki de götürdüğü yere, itirazın olmaz...

    ama acın geliyor aklına. "alışamam" demelerin, "alışamazlar"'a dönüşüyor. annen geliyor aklına.. baban.. ailen.. biliyorsun. senin üzerine toprak atacak kadar yaşamazlar o zaman.. hayatları mahfolur..

    sıkıyor seni. bunaltıyor. sorumluluk taşıdığını farkediyorsun çünkü. varolarak, sadece yaşayarak, orada olarak, insanlara yardım ederek, onlarla ilgilenmeyerek, onlarla kavga ederek, arkadan vurarak, satarak, orospu çocukluğunun alasını yaparak, onları ödüllendirerek, severek, sevmelerine ya da nefret etmelerine izin vererek onların hayatında farketmediğin kadar kocaman bir yerin sahibisin.

    biliyorsun. atamıyorsun. hiçbir nedenin yoksa bile arkanda bırakacaklarını düşünmek yeni nedenler yaratman için zorluyor seni. bunalıyorsun.

    onlarca kere planladığın "intihar" isimli tek perdelik oyununu sergileyemiyorsun bu yüzden..

    çünkü biliyorsun. ölürsen öldüreceksin. oluşturduğun kara delik asla kapanmayacak! sadece insanlar alışacaklar.

    kendi canını almaktan bile acizsin.

    bitkin hissediyorsun kendini.. kronik yorgun, aldatılmış, tekmelenmiş..

    ..uğursuz.

    ve biliyorsun;

    "kalan" olmak ne kadar yaşarken ölmekse, "giden" olmak o kadar katletmek.
    ve bunu göze alırsan,

    alabilirsen........

    ..o zaman ölüm o kadar da korkunç gelmemeye başlıyor.
    4 ...
  28. 174.
  29. hakk'ın rahmetine kavuşmak tır. bizde böyle bir anlam yüklenmiştir ölüme.
    3 ...
  30. 173.
  31. 300 kılıç darbesi acısına eşdeğerdir...
    2 ...
  32. 172.
  33. zaman zaman aklımdan geçen şey.bu hayattaki varlığm ya da yokluğum hiçbir şey değiştirmiyorsa,o zaman yakın gelir bana ölüm.
    1 ...
  34. 171.
  35. 170.
  36. yaşamın sona ermesi.

    Yalan

    Geri döndüren gördün mü geçmişi
    boşa soldurdun o nazlı gençliği
    bir avuç toprak için yor kendini

    dünyada ölümden başkası yalan
    yalan başkası yalan

    zaman kendini benzetmez herkesi
    hesapsız açar baharlar pembeyi
    açmadığın dalda sözün geçer mi

    dünyada ölümden başkası yalan
    yalan başkası yalan

    sitem etme haberi yok dağların
    gözlerini ellerinle bağladın
    faydası yok geç kalınmış figanın

    dünyada ölümden başkası yalan
    yalan başkası yalan

    --spoiler--


    --spoiler--
    2 ...
  37. 169.
  38. 168.
  39. 167.
  40. 166.
  41. 165.
  42. yaşam süremizce aslında gözardı ettiğimiz sONUç. zira düşününce 50 yıl sonra belki bir çoğumuz olmayacağız. o yüzden buralardayken yaşamınızın kıymetini bilin.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük