son birkaç gündür hep öleceğimi düşünüyorum. ölüm hiç çıkmıyor aklımdan. mesela yine aklıma gelmişken yazayım: bu gece ölmüş olsam yarım kalacak işlerimi düşünüyorum. yarım kalacak hayallerimi... iki gün sonraki çocukluk arkadaşımın düğününü, gitmeyi planladığım yerleri, görüşmeyi istediğim arkadaşlarımı, sevdiklerimi, ailemi... hepsini düşünüyorum.
bir de en çok ertelediğim, ya da sadece kendime sakladığım sözcükler geliyor aklıma. sonraya biriktirdiklerim. işin içine ölüm girince dilimin ucunda beklettiğim kelimelerin aslında ne kadar basit nedenlerden ötürü üstünü örttüğümü anlıyorum. en çok bu hırpalıyormuş insanı. bi an için yolun sonuna geldiğinizi düşününce bu birikmiş duygular, kelimeler, söylenmemiş sözcükler yabancı bir el gibi omuzlarınızdan aşağı doğru bastırıyor sanki. ürperiyorum.
sonra... geriye bırakacağım tek şeyin hatırlanmaya değer birkaç anı ve fotoğraflar olduğunu farkedince... neyse. gerçekten bazen her şey çok boş. çok anlamsız gelebiliyor. iyi geceler.
korkutucu, ürpertici aynı zamanda meraklandırıcı ve sıfırlayıcıdır.
korkutucudur çünkü; insan gideceği yeri bilmez, ne olacağını neler olacağını bilemez ve devamlı bi acabalarla doludur ömrü boyunca ölüm aklına her geldiğinde. toprak altına kimse yakıştıramaz kendini ta ki içine girene kadar bu yüzden korkutucudur.
ürperticidir çünkü; soğuktur, hele de işin içine din, cehennem, sorgu, sual girdimi insan hatalarını düşünür ve ürperir yok olsaydım da keşke bunlarla uğraşmasaydım der.
meraklandırıcıdır çünkü; herkes ölümden sonra hayat var mı diye merak eder içinden en inanan adam bile ne olacağını bilmediğinden bu yeni bir hayat ahiret hayatının nerelerde geçeceğini bilmez ruhu zincirlere mi vurulacak yoksa alabildiğine çimenlerde huri, nuri mi ben bilmem orasını.
sıfırlayıcıdır çünkü; en önemlisi de budur. tamamiyle arınırsın tüm dünyevi zevklerden kendin olursun hayallerinin, paranın, şanın, şöhretin bir anlamı kalmadığı andır. istersen başbakan ol istersen dünya'yı yönet yine de sen orada bir sıfırsın sadece dünya'da yaşadıkların yanında ve sadece sen varsın.
ölmeyen bir şey yoktur arkanıza yaslanın ve haytın tadını çıkarın.
topraktan yaratılmıştır insan. toprak insanın annesidir. bazen 50 bazen 60 bazen 70 sene geçer de özler anne evladını. ve gün gelir bağrına basar anne çocuğunu. torpaktan var olan toprağa döner. hani peygamber diyor ya cennet annelerin ayaklarının altındadır. işte toprağın altındadır cennet. cennete giden tek yoldur ölüm.
hiçbir şeyi kaybetmekten korkmadığınızda yakın olmayı isteyeceğiniz şeydir. çünkü en uç noktadır ve belki hayatımı kaybetmek bana umursamayı öğretir diye düşünürsünüz.
Ölüm
Bir sessizlik
Ölüm
Şekilden öteye hiç bir şey
Şekil
Usta bir heykeltraşın
Hünerli ellerinden çıkmış
Muazzam bir eser
Eser ki bir anlatım
Eser ki bir kompozisyon
Eser ki bir anı bir mazi
Bir ifade, görüntü
Oysa ölüm
Ölüm umutların yok oluşu
Ölüm sessizlik
Ölüm ifadesizlik
Yaşarken konuşan, düşünen
Yaşarken yürüyen, koşan
Soran, cevap veren
Bazen üzülen, bazen sevinen
Bazen gülen, bazen ağlayan
Oysa ölüm
Ölüm cevapsızlık
Ölüm sonsuza dek yok oluş *
Kalanlar için acıdır. Acı değildir aslında ölüm sürekli yineleniyor boşluktur. Yerini bir daha asla doldurulmayan boşluk. Zaman geçtikçe kaybolur insan o boşluğun içinde alıştım sanırım. Ama daha da derinleşir daha da törpülenir. Geri dönmeyeceğini bildiğiniz için sızlar belki. Herşeyi verseniz de geri gelmeyeceğini bilmek acıtır bazen.
dün gece soluğunu hissettim sanki ölümün.
gelmişti işte.
çok yakınımıza.
bi kaç ev aşağımıza.
oğlunun haberi ile ağıtlar yakan komşumuza.
sözlerini anlayamıyordum.
ama sanki o ağladıkça rüzgar daha sert,
kavak ağaçları daha şiddetli sallanıyordu.
daha yirmisindeymiş halbuki oğlu. gençmiş.
"şu beden gemisi ruh için hazırlandı. Derken zamanı gelip de gemi, kırılıp, parçalanınca artık buluşma, sevgiliye kavuşma çağı gelir. Bil ki şu dünyanın ötesinde sonsuz, sonu gelmeyen bir alem vardır."
kadifeden ayaklarıyla dolaştığı evde buz gibi soğukluğunu hissettirir. hele ki sevdiklerinizin pençesindeyse ölüm; en büyük düşmanınızdır azrail.
ölüm kurtuluştur aslında. mevlana'ya göre. bence de. ruhumuz bu dünyada sevgiliden ayrı biçimde kıvranır. ölüm aslında başlangıçtır, kuvuşmaktır sevdiğine....