kokusunu hep ensemde hissettiğim ancak "hepimizin olacağı bu..." diyerek rahatlamamız gereken olaydır. ara sıra anılması "üç günlük dünya" olayının iyi kavranmasına yol açar.
sükunet.. salanın işitilip göz önünden kalkan tabutun yanaktan süzülen damlalar kadar gerçek olduğu bilindiği halde,
zihnin olmaması gerekeni idrak edememe , o dar soğuk tahta parçalarının içerisindeki hayatın tanıdık olmadığı zannı..
artakalanın en sessiz, çaresiz uğurlayışı gideni. yok oluş, başlangıç, tebdil-i mekan.. her neyse hakikati, o gri yağmurlu kareye
hiçbir renk sızamıyor.
ölüm tanrı nın bize dünyada sunduğu en soğuk ve en acı gerçeklerden bir tanesidir. ama kimse kendine veya çevresine yakıştıramaz bu hayatın en iğrenç gerçeğini. bazen süründüre süründüre gelir bu gerçek, bazen de anlık hissettirmeden gelir alır seni gider. ama her harükarda adamın amınakoyar. bu değişmez bir gerçektir. vede kimsenin elinde değildir. bu iğrenç haberi aldığında insan avazı çıktığı kadar bağırmak ister ama bir o kadarda susmak ister. ilk günler canın çok yanar, gözyaşların bile isyan eder fakat bu acıya sizi alıştıran tek şey gene zaman gerçeğidir. belkide en acı gerçek zamandır. zamandır belkide bizleri öldüren. tanrım keşke kimseye yaşatmasa bu gerçeği, fakat buda en gerçeksizlik olsa gerek.
ölüm her aklına geldiğinde,
ah edip vah edip inleme,
bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın.
Ecel kapını çaldığı zaman evi telaşa verme,
o geldiği zaman sen gitmiş olacaksın.
dizelerinin eninde sonunda mutlaka geleceğini htırlattığı olay.
çaresi olmayan tek şey. her düşündüğünüzde tüyleriniz diken diken olur, bazen kabul etmek istemezsiniz bu gerçeği. üstüne fazlaca kafa yorulduğunda kayışları koparmaya neden olabilir.
akreple yelkovanın ne alıp veremedikleri vardır ki sürekli yarış içindedir? bu engel olamadığımız yarış bizi yaşlandırıyor mu ne? zaman denen olguya yenik düşüp bu sonsuzluğa uğurlanan yüzler, sürekli özleme neden oluyor. ruhlar değişiyor, sözler değişiyor. sıralı hayatları yaşıyor insanlar. silgiler geçiyor geçmişin üzerinden, yenileniyor her şey, her güzellik, her kötülük... şarkılar mı, masallar mı daha çok geçmişe dönük? geçmiş, gelmez ki bir daha geri.keşkeler hayat bulmaz biz ne kadar istesek de, gelmez hiç kimse geri ne kadar çok sevsek de.
bazen keşke yok olmak olsaydı, hayatın engebeleri bari sende son bulsaydı dediğim. kendisi değil sonrası insanı korkutan. sonsuz ve huzurlu bir uyku değil de azap olması. *
çok alametler belirdi, vakit tamamdır.
haram helal oldu, helal haramdır.
kendi kendimizle yarışmaktayız, gülüm.
ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı,
ya da dünyamıza inecek ölüm.