bir yavru kediyi bahçeden alıp eve getirmek ve mama yemek istiyorsan yıkanacaksın diye kediyi alıp küvete soktuğun gibi tüm kaçma teşebbüslerine rağmen yıkamak gibi acımasızlıklardır. kedicik korkmuştu bağırıyordu ama yıkadım, yine olsa yine yıkarım. çocukken de titizlik hastasıydım. bugün aynı şekilde köpeğim belli aralıklarla yıkanıyor. neyse ki köpekler suyu seviyor.
şu tuvalete konan karasinekler varya , işte onları su hortumuyla eziyordum , kırbaçlar gibi... o anki ruh halim neydi bilmiyorum ama kesinlikle beynimin bi kısmı gelişmemişti
"tüh be benim aklıma niye hiç gelmemiş!" diye ah çektiğim, bir yazar arkadaşımızın yaptığı olaydır. küçükken saklambaç oynarken saklanıyorum diye eve yemek yemeğe gidip sonrada pişkin pişkin saklanmaya devam edilmesidir.
arkadaş ile alınan karşılıklı dondurma veya çikolata tarzı bir yiyecek aldığında arkadaşın bitirdikten sonra yemeye başlamak. amaç şu ki bitirsin ki ben yeni başlayayım canı çeksin.*
benim de özellikle benden 1 yaş küçük kardeşime bolca yaptığım şereFsizliklerdir.
Benim benden 10 yaş falan büyük bir kuzenim var. Abim olmadığı için onU abim gibi görürdüm. O da kardeşimle bize sürekli maç yaptırıp kazananı över, kaybedene " ana yenildi. Yazıklar olsun. Seni böylemi yetiştirdim" gibi laflarla dalga geçip ağlatırdı. Biz de her seferinde ne ağlayacam abi desekte hem kaybetmenin verdiği sinir hem laflarla ağlardık.
Yine bir gün kardeşimle sokakta maç yaptırIYORDU. Maç bitti. Ben kazandım. Tabi KARDEŞIM etrafa küfürler savuruyor. Ben de o kızsIN Diye sevinç gösterileri yapıyorum. Derken hızımı alamadım. Kale direği olarak kullandığımız yağ tenekesine tekmeyi bir koydum. Havalandı, bunun kafasına isabet edip kafayı yardı. Bizim eleman öküz gibi böğürmeye başladı. Bize maç yaparken taktik veren büyük kuzenim onu yanına oturtup kanı durdurasıya kadar evdekiler kızmasın diye dışarda bekledik. Artık tenekenin yardığı o bölgede saçı çıkmıyor. Neyseki 4 cm falan.
tuvaletin kapısının altında bir boşluk vardı babannemlerin evlerinde ben de tuvalete insan girince o kapının altından tuvaletini yapanlara bakarmışım. küçükken ben "ben" değilmişim.
3 arkadaş sokakta oynarsınız içlerinden biri ki bu en küçük olanıdır, çişim geldi der siz ve siz gibi şefersiz arkadaşınızla aranızda anlaşma yapar, e yap altına biz altımıza yapıyoruz dersiniz. o çişi gelen arkadaşınız size inanır altına yapar. ve 2 sene boyunca onunla dalga geçersiniz.
benim değil ama babamın çocukken yaptığı bir şerefsizliktir. Babamların zamanında yöresel adı göt kazmaca olan bir oyun varmış. işte 4 kişi ve çubuklarla oynanan bir oyun. yuvarlaklar çiziliyor, kişi bir şekilde yuvarlağından uzaklaşınca geriye kalanlar yuvarlağını eldeki çubuklarla kazıyor.
Neyse babamlar 3 erkek kardeş, bir de aralarına almışlar kendilerinden küçük sürekli peşlerinde dolaşan bir çocuk. başlamışlar oynamaya... üçü bu çocukcağızı katakulleye getirip kazmışlar götünü. sonrada kazdıkları çukura çocuğu gömüp bir de üzerine işeyip kaçmışlar.
akşam saat 10 civarı yana yakıla babası gelmiş çocuğun dedemlerin eve. metin eve gelmedi, nerede bilemedim diye. yazık la çocuğu gömdükleri çukurda bulmuşlar ağlamaktan helak olmuş bir halde.
Tabi o akşam evde şenlik varmış, babamlar önce dedem arkada...