güzel insanların anlayamayacağı varolma şekli. ben anlamıyorum mesela. güzelim dedim diye kız değilim amk, saldırmayın şimdi özel mesajla erkeğim ben. o değil çirkin olak bir yerde gelişmeye mecbur olmak, sonuçta insanlar çirkin olduklarında karşı cinsi etkilemek için daha çok bilgilenip, entelektüel zekalarını falan geliştiryorlar. aptal sarışın mevzusu da ondan var mesela. hatun zaten güzel mesela, nasılsa bana bakıcak mal çok olur diyor, kendini geliştirmiyor. çıkarım yaptım al yersin.
öenmli olan iç güzelliği diye ben de dahil olmak üzere büyük bir insan popülasyonunun ayakta uyutulmasına neden olan hede. çirkinim anam napim doğuştan böyle *
-bendeki çirkinlik olmasa sendeki güzelliğin kıymeti bilinir mi? buna saygı duy ipne! jamal bir sevgi faresi
insanlar tarafından sevgi yahut saygı görmek için ya "çok iyi" yada "çok kötü" olmanızı gerektirir çirkin olmak. yoksa binlerce silik ve donuk çirkin gibi çirkinliğinizi seven yada sevmek zorunda kalan tek kişi kendiniz olursunuz.
kötüdür kısacası. önemli olan iç güzelliği, kültür, zeka vs demeyin kalbinizi kırarım. tabi ister istemez sinir yapıyor. evde terör estiriyorum resmen, zaman zaman.
bana küçüklüğümü hatırlatan başlık. Zamanında odalara az kapanık, ağlamadıydım. Şimdi güzelim fakat karşılaştırılmalara maruz kalıyorum. Şimdi çirkin olsam g.tüme dahi takmam. Seven böyle sevsin.
burada pollyannacılık oynamaya gerek yok.
çirkin bir erkek olarak şöyle söyleyeyim:
çirkin biriyseniz,kızlar hakkında pek şansınız yoktur,sevdiğiniz kişinin sizi sevme ihtimali çok azdır,hele sevdiğiniz kişi biraz da güzelse sizi adam yerine bile koymaz.
berkecan,kıvanç vs. geldiğinde-konuşma bile değil,sadece yanlarına geldiğinde- direkt sırıtmaya başlayan kızlar siz yanlarına geldiğinizde yüzünüze bile bakmazlar.
sanki çirkin olmak sizin suçunuzmuş gibi davranırlar,lan sanki biz istemedik brad pitt olarak doğmayı.
neyse işte trip mrip demesinler diye uzatmıyorum,yakışıklı olanlar pek anlamaz zaten yazdıklarımı,ama çirkinler anlar.
kime göre, neye göre uruspu çocuuuuu! ühühühühühüüüü! ben çirkin değilim hem, diğer bebeler çok yakışıklı amına koyim.
on gün ya da iki hafta kadar önce. akşam yedi civarı. yağmur yağıyor ankara'da. işten çıktım, meşrutiyet caddesi'ndeki otobüs duraklarına doğru yürüyorum. ofisten oraya kadarki mesafe beşyüz metre falan vardır. güzel ıslandım yani. neyse, vardım durağa. o saatlerde sıra anasının amı gibi olur zaten. bilen bilir! muck.
neyse. geçtim sıraya, önümü de döndüm yola karşı, aşağıdan gelecek olan halk otobüsünü bekliyorum. yağmur yağıyor yalnız hâlâ. ben de hâlâ ıslanıyorum falan, ortam süper. ıslak ve seksiyim. aslında alakam yok ama ben öyle sanıyorum kendimi. sabah evden çıkarken halacığımdan nasıl bir gaz aldıysam, hâlâ tam salamamışım amına koyim. derken yanıma şemsiyeli bir kız geldi. güzelce bir şey. yüzü akça pakça. karizmatik görüneyim diye önceden sardığım sigarayı çıkardım tabakadan, zippo kibritimi de çaktım, tüttürüyorum gözlerimi kısa kısa. belki saati falan sorar, ne bileyim, sırnaşır bir şekilde. tanış oluruz falan filan. ben yağmur yağdıkça sokak köpeğinden hallice bir hâl almaya başladım. kızın saati maati soracağı da yok.
siktiğimin otobüsü geledursun, otobüs sırasına bir tane de eleman dahil oldu. kızın yanına geçti. aslında arkasına, ama buradaki duraklarda adettir, yola doğru dönülür, dolayısıyla yanına geçmiş oldu. ben de o sırada önüme park etmiş olan arabanın camından bunları dikizliyorum. ıslanmayı da ihmal etmiyorum elbette bu arada.
derken, yanımdaki şıllığın içi cız etmiş olacak ki şemsiyesini hafif yukarı kaldırıp gülümseyerek yanındaki götleği dâhil etti kendi kuru alanına. götlek de teşekkür etti şıllığa. benim sigara bitmek üzere. zaten yağmurdan nokta nokta ıslanmış üzeri, bir sik anlamamışım, bir de üzerine bu olay.
eve vardığımda üzerimi değiştirirken halacığım kalorifer peteğinde havlu ısıtmış, onu verdi canı sağolasıca. kafamı kurulayayım için. çemen sürülmüş kızarmış ekmeği su bardağına doldurduğum çay eşliğinde yedim amına koyim. ne gam kaldı ne kasavet yemin ediyorum.