Kahvaltıda bile yiyebileceğim, seveninin çok sevdiği sevmeyenin de hiç sevmediği aşmış yiyecek.
Ama etli bile olmayan birazcık çiğköfteden yapılmış dürümlerin 3-5 liraya satılması fazla kazık gibi geliyor bana.
açken, tokken, her türlü gideri olan yiyecek. etle yapılanını gerçekten güvenilir ellerden yemek gerek yoksa bin bir türlü parazit hastalığıyla tanışabilirsiniz.
belki de bir antidepresan, bir antibiyotik, efendim bir hayat iksiri falan elde edilmeye çalışılıyordu da bu icat edildi. nasıl bir lezzettir ki bu insan daha adını anarken bile damağında önceki lezzetlerin hayalleri canlanıyor. adı tarihe altın harflerle yazılması gereken bu mucit, malesef tarihe geçememiş. ama olsun, ben ve benim gibi düşünen binlerce hatta milyonlarca insanın kalbinde gizemli yerini koruyor.
Gece gündüz, açken, tokken, uyumadan önce... Yeni uyandığımda... Aklıma geliveren, ve o mis gibi kimyon kokulu, üzerinde yapanın parmaklarının şeklinin basılı olduğu, bu satırları yazarken bile ağzımın sulanmasına neden olan minik lezzetlerdir... Baharat konusunun bir anda burnumun direğinden geçmesi ile başlar herşey... Bir tür krizdir bu.. Yerini hiçbir şey alamaz.. Acilen bu ihtiyacın giderilmesi gerekir.. Bulunulan ortamda müsaitlik varsa, abiye yalakalık yapılmak sureti ile, binbir rüşvet vaadi ile, yaptırılır... Değilse de köşedeki çiğköfteci abinin yoluna düşülür... Evet şu an karşımdadır... Kıtır marul arasına 2 tane arka arkaya yerleştirilir. Üzerine bol limon sıkılır.. Kıtır marul dilenirse ince lavaş üzerine yerleştirilir. Lezzetli koca bir dürüm yapılır... ilk ısırıkta, ağızdaki kimyon, isot, maydanoz, taze soğan tadı, tüm tad alma taneciklerinin çevresinde pervane oluverir... Bazı yörelerde bol nane, nar ekşili ince kesilmiş mor lahana salatası, ayran ile servis edilir ki, lezzet şöleni ağzınızda tavan yapmıştğr artık... Yedikçe yiyesiniz gelir... Acıdan ağzınız yansa da.. Bir tane daha.. Bir dürüm daha.. Kıtır marullar.. Mis gibi baharat kokusu... Vücudunuzu mutluluk hormonu kaplayıverir... Bir tutkudur benim için çiğköfte.. O kadar aşığım işte tadına...
son 10 yıldır abartıldığı kadar da müthiş olmayan yiyecek. zira artık satılanlar çiğ köfte değil etsiz çiğ köfte. yani içinde bulgur, salça ve acı haricinde hiç bir şey yok. etsiz çiğ köfte yiyip bu kadar kendinden geçenleri gördükten sonra iyi ki gerçek çiğ köfte yasaklanmış diyorum, yoksa her yiyişinde zevkten ölen çok insan olurdu.
yiyeceklerin ilahı olduğunu düşündüğüm süper lezzettir. hiç bıkmadan günlerce hatta haftalarca yiyebilirim. böyle bol acılı falan (bkz: uu beybi bi titreme geldi)
bu kadar sevildiğini görünce bir urfalı olarak kıskanılması muhtemel yöresel gıda.
eskiden ne güzel sosyete burun kıvırırdı.
bize özeldi çiğ köfte.
boynuz kulağı geçti, lahmacun hala beklenen patlamayı yapamadı amk.