bugün
- bir kadının yemek ısmarlaması10
- bik bik'in balona binmesi18
- icardi190517
- icardi1905 silik olsun kampanyası23
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- futbolcu ismiyle nick almak9
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü20
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı16
- kanınıza rengini verir misiniz16
- abır nerede sorunsalı8
- arkadaşlar biri var11
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- alınan en güzel iltifat8
- vatandaşlık farkı alan otel10
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak12
- evlilik9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı13
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
entry'ler (294)
ilk albümleri son on yılın en iyi indie çalışmalarından biri olan grup. basit gitar riff'leriyle bütün great britian'ı halaya kaldırma potansiyeline sahipler.
2009'da yayınladıkları belgesel filmin son sahnesi üzen gruptur. oturdum ağlayacağım şimdi sizler gibi. canlarım. http://www.youtube.com/watch?v=V9eNlYeQWw8
50. yıl açıklamalarıyla sevindiren dizidir. david tennant ve billie piper 50. yıl bölümündeler!
intihar. depresyon. kırgınlık. hatıralar. korku. hayal kırıklığı. intihar.
thom airbag'de tekrar doğuyor, bir araba kazasından son anda kurtuluyor. yaşıyor, çok yaşıyor. thom yorke oluyor. climbing up the walls'ta intihar ediyor ve no surprises'ta tekrar doğuyor, yine, ama pişman. çünkü aynı rutini yaşıyor, sürprizler yok. lucky'de yeniden doğduğuna pişman değil gibi sanki, yarın muhteşem bir gün olacak nidalarıyla söylüyor şarkıyı. the tourist'de kalan hayatını ne kadar hızlı yaşadığını, bundan ne kadar pişman olduğunu söylüyor sanki. kalan hayatı nedir, ne kadardır? bilemiyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=C5zOYgoTouA
şu 5 dakikada durmadan güldüren dizidir. hala kral dizidir.
şu 5 dakikada durmadan güldüren dizidir. hala kral dizidir.
türk televizyonunun başına gelmiş en iyi şeylerden.
melis birkan'ın iyi bir leyla canlandırdığı dizi.
3. sezonu bomba olan dizidir. 3. sezonun 5 bölümü, koca bir 2. sezonu döver resmen.
üzerinden sempatiklik, şirinlik akan şarkıcı. klipten bile belli oluyor böyle olduğu, adamın cidden içten bir şey yaptığı. bir de backstage videosu var klibin, abim hem klibi yönetiyor, hem oynuyor, hem söylüyor. bol bol gülüyor, no afra, no tafra. ellen'a dansını yaparak giriyor, yoldan geçen insanlarla sohbet ediyor. adam gibi adam, eğlencelik güney kore kankası.
deli müzik yapan abiler. her şarkıda olağanüstü bir hikaye anlatımı var. en azından bana öyle geliyor, mirrored albümünün her bir parçasında, şirin mi şirin hikayeler anlatıyorlar bu adamlar. sevgiyle çalınıyor davullar gitarlar! ayrıca canlı performansları bir müthiş. mono festival dahilinde gelmişlerdi sanırım bu sene.
''olm asıl nothing else matters diye bir grup varmış, metallica diye çok gaz bir şarkıları var!''
bildiğin dünyadaki en iyi dergidir. (pek tabii ki memleketimin gq'sundan bahsetmiyorum. UK,italya falan.)
e bu her zamanki leyla ile mecnun işte. yemin ediyom o kadan güzel ki!
http://quinton.us.to/?page_id=11
radiohead'i 8-bit yapmış işsiz güçsüz insanlar da var.seviyoruz onları.
radiohead'i 8-bit yapmış işsiz güçsüz insanlar da var.seviyoruz onları.
olm mal mısınız, kendinizden nefret etmeyin lan.
2 kere sinemada gördüm. bir şeyler yazmaya karar verdim, acayip heyecanlıyım. şu şekilde gireyim konuya: filmin insanın üzerindeki etkisi bu. hatalarıyla, güzellikleriyle. iyisiyle, kötüsüyle ama düşünmeden edemiyorum.
yanlış anlamayın, ben de beğenmeyen takımdanım açıkçası - sayılırım.
ya olm çok acayip film. çok iyi bi villian olmuş bane, ben joker'den çok sevdim neredeyse. tom hardy'nin müthiş oyunculuğu, ağır ve karakterli ses tonu. karizmayı hiç ele vermeyip, zekasını kullanarak ağız burun kırması. saf kötülük yayması etrafına. sözleri en az joker'inki, batman'inki kadar etkileyiciydi. süper bir karakterdi, nolan'dan beklendiği gibi. şahane. chris abim sağolsun o konuda beni hayal kırıklığına uğratmadı.
catwoman için de aynı şey geçerli, hayallerimden daha iyi bir selina kyle vardı perdede. anne hathaway beklediğimden çok daha iyi kotarmış rolü, o kadar yakışmış ki. nolan'ın ''realitesi üstün basan ama besbelli fantastik karakter'' olayını yansıtabilmiş. ablam acayip bir karizma katmış. ve kesinlikle bir korse giyiyordu abla, o nasıl bir bel? senin vücut oranına aşık olayım, estetiğine, endamına.
lakin bunlar güzel taraflar. evet, bane'i joker'den çok sevdim, evet, selina kyle - nam-i diğer catwoman da iyiydi. ama ikisini toplasan bir joker etmezdi, filme etkileri olarak. bane'i joker'den çok sevmem, ondan daha iyi, daha oturaklı, daha ''olmuş'' bir karakter olduğu anlamına gelmez.
şöyle izah edeyim. dark knight serisinde, bir villian'a ''olmuş bu'' demek için beş adım olsun mesela. joker & harvey dent ikilisi, 2. filmde 5 adımı da atmıştı. 5 adımı attıktan sonra biri öldü, birinin akıbeti belli değil ama onun da işi bitti sonuçta. işte bane'de bu yok, işte christopher nolan'ın kaçırdığı nokta tam burası. bane tam 5. adımı atacakken, son derece saçma bir şekilde ölüyor mesela. catwoman adımları atacak, elinden tutan yok.
yahu, ilk yarı boyunca, sinema tarihinde izlediğim en iyi karakterlerden birini görüyorum. ikinci yarıda adam çıkıp, '' hadiyin yiğitler nükleer bomba patlatıcam. '' diyor. e ama chris, napıyosun abi? bu kadar zeki, bu kadar orijinal bir karaktere, sıfırdan yarattığın adama bu muamele hoş mu? bu adama yakışan bu muydu? allah aşkına, farketmedin mi? ''ulan napıyorum ben, neyin kafasıyla yazılmış bu senaryo? bane böyle bi adam mı, league of shadows böylesini mi buyururdu?'' demedin mi hiç? sana cevap vereyim kanka, bane'e bu yakışmazdı.
ölümünden de bahsedelim, en büyük problemlerden biri. o adamın ölümü, o hatunun ateşlediği bombadan mı olacaktı? o ne olm lan, öyle bir son yakıştı mı bu yiğite? bak canım nolan, bane'in ölümü batman'in ellerinden olmalıydı. bildiğin, batman onun ağzını burnunu kırmalıydı abi. hatta gotham'da değil, o çukurda olsaydı o kavga ne kadar epik olacağını düşünüyorum da... ağlardım sinemanın ortasında abim. çok kırgınım christopher, kendi yarattığın karakterin ölümü bu kadar rezil mi olacaktı? yazık ettin kendi emeğine, o yüzden üzülüyorum.
bir de selina kyle vakası var. filmden sonra fb'ta profil resmi yaptım abi ben bu hatunu. o kadar sevdim yani. daha da sevebilirdim, yine sen izin vermedin. ayıp ettin. abi 2.5 saatlik film çekiyorsun, en önemli karakterlerden biri neden sadece yarım saat gözüküyor. neden hikayeye hiç bir katkısı yok, son yarım saate kadar. neden bombanın patlamasına dakikalar kala, bruce'un dudaklarına yapıştırıp bütün karizmasını çizdiriyorsun hatunun? bi açılışta hırsızlık yaptığı sahneye, adama parmak izlerini sattığı sahneye, ne bileyim bir dans sahnesine bak, bir de son dakikada triplere giren o hatuna bak. aynı insanı mı görüyorsun e be nolan abim?
talia, zaten olmamış. babasının kızı bir tip beklerdim. ''sevdiğim kadın düşmanım çıktı'' klişesini değil. ve marion, ölemedin. otur sıfır, git azcık daha öl de gel.
blake, çok gereksiz bir karakterdi. ne gerek vardı ki? yani joseph gordon levitt'e hasta olurum. ama ekranda bu kadar çok zaman harcayıp, karakterin üzerimizde hiç bir etki bırakmaması oyuncuya da yazık olmuş, filme de yazık etmiş. onun yerine ver catwoman'a zamanı, onun karakterinden bahset biraz. bi kaç haraket çeksin falan, bi havası olsun kızın. yok. eşşek nolan. giderek sinirleniyorum. kusura bakma joseph'cim.
senaryodu tutarsızlıklar, aksaklıklar için, ekşi sözlük'e bakabilirsiniz zaten. ama asıl önemli nokta da yukarıdakilerdi bence. seinin olayı buydu. karakter üzerinden şahane hikayeler anlatmaktı, iyi görsellik, iyi müzikle. ama karakterdi önemli olan. ve dark knight rises kendi kendini engelledi bu konuda. maalesef.
gidin, görün. izleyin. şahane bir film. dark knight üçlemesinin sonu.
''bi film alt tarafı yaa bu kadar ciddiye alınır mı?'' diyenleri de görmeyelim artık. siktirin gidin abicim. batman'i, christopher nolan'ı geç, sinemayı önemseyin. sanat bu.
yanlış anlamayın, ben de beğenmeyen takımdanım açıkçası - sayılırım.
ya olm çok acayip film. çok iyi bi villian olmuş bane, ben joker'den çok sevdim neredeyse. tom hardy'nin müthiş oyunculuğu, ağır ve karakterli ses tonu. karizmayı hiç ele vermeyip, zekasını kullanarak ağız burun kırması. saf kötülük yayması etrafına. sözleri en az joker'inki, batman'inki kadar etkileyiciydi. süper bir karakterdi, nolan'dan beklendiği gibi. şahane. chris abim sağolsun o konuda beni hayal kırıklığına uğratmadı.
catwoman için de aynı şey geçerli, hayallerimden daha iyi bir selina kyle vardı perdede. anne hathaway beklediğimden çok daha iyi kotarmış rolü, o kadar yakışmış ki. nolan'ın ''realitesi üstün basan ama besbelli fantastik karakter'' olayını yansıtabilmiş. ablam acayip bir karizma katmış. ve kesinlikle bir korse giyiyordu abla, o nasıl bir bel? senin vücut oranına aşık olayım, estetiğine, endamına.
lakin bunlar güzel taraflar. evet, bane'i joker'den çok sevdim, evet, selina kyle - nam-i diğer catwoman da iyiydi. ama ikisini toplasan bir joker etmezdi, filme etkileri olarak. bane'i joker'den çok sevmem, ondan daha iyi, daha oturaklı, daha ''olmuş'' bir karakter olduğu anlamına gelmez.
şöyle izah edeyim. dark knight serisinde, bir villian'a ''olmuş bu'' demek için beş adım olsun mesela. joker & harvey dent ikilisi, 2. filmde 5 adımı da atmıştı. 5 adımı attıktan sonra biri öldü, birinin akıbeti belli değil ama onun da işi bitti sonuçta. işte bane'de bu yok, işte christopher nolan'ın kaçırdığı nokta tam burası. bane tam 5. adımı atacakken, son derece saçma bir şekilde ölüyor mesela. catwoman adımları atacak, elinden tutan yok.
yahu, ilk yarı boyunca, sinema tarihinde izlediğim en iyi karakterlerden birini görüyorum. ikinci yarıda adam çıkıp, '' hadiyin yiğitler nükleer bomba patlatıcam. '' diyor. e ama chris, napıyosun abi? bu kadar zeki, bu kadar orijinal bir karaktere, sıfırdan yarattığın adama bu muamele hoş mu? bu adama yakışan bu muydu? allah aşkına, farketmedin mi? ''ulan napıyorum ben, neyin kafasıyla yazılmış bu senaryo? bane böyle bi adam mı, league of shadows böylesini mi buyururdu?'' demedin mi hiç? sana cevap vereyim kanka, bane'e bu yakışmazdı.
ölümünden de bahsedelim, en büyük problemlerden biri. o adamın ölümü, o hatunun ateşlediği bombadan mı olacaktı? o ne olm lan, öyle bir son yakıştı mı bu yiğite? bak canım nolan, bane'in ölümü batman'in ellerinden olmalıydı. bildiğin, batman onun ağzını burnunu kırmalıydı abi. hatta gotham'da değil, o çukurda olsaydı o kavga ne kadar epik olacağını düşünüyorum da... ağlardım sinemanın ortasında abim. çok kırgınım christopher, kendi yarattığın karakterin ölümü bu kadar rezil mi olacaktı? yazık ettin kendi emeğine, o yüzden üzülüyorum.
bir de selina kyle vakası var. filmden sonra fb'ta profil resmi yaptım abi ben bu hatunu. o kadar sevdim yani. daha da sevebilirdim, yine sen izin vermedin. ayıp ettin. abi 2.5 saatlik film çekiyorsun, en önemli karakterlerden biri neden sadece yarım saat gözüküyor. neden hikayeye hiç bir katkısı yok, son yarım saate kadar. neden bombanın patlamasına dakikalar kala, bruce'un dudaklarına yapıştırıp bütün karizmasını çizdiriyorsun hatunun? bi açılışta hırsızlık yaptığı sahneye, adama parmak izlerini sattığı sahneye, ne bileyim bir dans sahnesine bak, bir de son dakikada triplere giren o hatuna bak. aynı insanı mı görüyorsun e be nolan abim?
talia, zaten olmamış. babasının kızı bir tip beklerdim. ''sevdiğim kadın düşmanım çıktı'' klişesini değil. ve marion, ölemedin. otur sıfır, git azcık daha öl de gel.
blake, çok gereksiz bir karakterdi. ne gerek vardı ki? yani joseph gordon levitt'e hasta olurum. ama ekranda bu kadar çok zaman harcayıp, karakterin üzerimizde hiç bir etki bırakmaması oyuncuya da yazık olmuş, filme de yazık etmiş. onun yerine ver catwoman'a zamanı, onun karakterinden bahset biraz. bi kaç haraket çeksin falan, bi havası olsun kızın. yok. eşşek nolan. giderek sinirleniyorum. kusura bakma joseph'cim.
senaryodu tutarsızlıklar, aksaklıklar için, ekşi sözlük'e bakabilirsiniz zaten. ama asıl önemli nokta da yukarıdakilerdi bence. seinin olayı buydu. karakter üzerinden şahane hikayeler anlatmaktı, iyi görsellik, iyi müzikle. ama karakterdi önemli olan. ve dark knight rises kendi kendini engelledi bu konuda. maalesef.
gidin, görün. izleyin. şahane bir film. dark knight üçlemesinin sonu.
''bi film alt tarafı yaa bu kadar ciddiye alınır mı?'' diyenleri de görmeyelim artık. siktirin gidin abicim. batman'i, christopher nolan'ı geç, sinemayı önemseyin. sanat bu.
bir başlık olarak sözlüklerin cidden çığrından çıktığını, sapıklarla dolduğunu göstermektedir. abi öyle başlık açılır mı? yapma gözünü seveyim, düşünce yapın buysa ne diye gelip yazıyorsun ki burada? camiiye falan git, gençlere öğret ne yapmaları gerektiklerini - kendi düşüncelerine göre tabii. ve saygı da duyarım. ama bu kadar serbest olmayın lan şu sözlükte, bizim sizden çekindiğimiz kadar siz de modern insanlardan çekinseniz keşke be abim.
''... my friend. those who dig, and those with the loaded guns. you dig.''
bu efsane repliği sizlerden beklerdim sözlük halkı. kusura bakmayın ama biraz hayal kırıklığına uğradım göremeyince. ayıp ba!
(bkz: the good the bad and the ugly)
bu efsane repliği sizlerden beklerdim sözlük halkı. kusura bakmayın ama biraz hayal kırıklığına uğradım göremeyince. ayıp ba!
(bkz: the good the bad and the ugly)