bugün

seul

Yabancıları kesinlikle soğuk karşılayan insan yapısı, gökdelenleri, ekonomik altyapısını çoktan oturtmuş bir kent izlenimi veren şehir, Güney Kore'nin başkenti.Yaz mevsiminde de şehir soğuk yapısını korumaya devam eder, onlarca vagonluk metroda yanındakiyle konuşan insan sayısı yirmiyi geçmez.600 küsur durağı olan metrolarıyla bizim köstebek hızıyla kazmaya devam ettiğimiz Ankara ve istanbul metrolarımızın yaklaşık 25 30 katı bir uzunluğa sahipler.Teknoloji açısından karşılaştırmıyorum bile...Sokaklarda Kia,Hyundai,Daewoo ve Samsung marka otomobillerin haricinde çok ender marka görebilirsiniz.Bu da Korelilerin ulusal otomotiv sanayilerini özel yasalarla koruduklarının ve yabancı marka otomobil kullanmanın çok yüksek meblağlarla vergilendirildiğinin bir kanıtı.Zaten yabancı bir firmanın showroom unu gelip Seul de açamıyorsunuz, yurtdışına gidip ordan alıp gelmeniz gerekli istediğiniz arabayı.
Seul'de taksiciler ingilizce bilmezler, anlaşabilmek için ya gideceğiniz yerin Korece ismini çok iyi telaffuz etmelisiniz (çünkü Seul Station tarzında bir adresi anlatamadım, Soul station tarzında bişey okuyorlar anlamadı herif)
ya da free interpreter hizmetini kullanarak ( telefonla ingilizce bilen bir koreli kadına aktarılıyorsunuz , o da korece takiciye anlatıyor derdinizi falan filan )
Son olarak yemekler...Domuz eti yemeden dönebilen varsa helal olsun derim...Ben bir müddet dayanmaya çalıştım sonra koyverdim.Yerel yemeklerin hepsine önyargıyla yaklaşmamak gerek diye düşünüyorum, mutfakları biraz tatlı ağırlıklı evet, ama kesinlikle bizden daha iyi besleniyorlar.Bu da neden ortalama yaşam sürelerinin bizden on yıla yakın bir süre ileride olduğunun sebeplerinden biri olsa gerek...
Son olarak, Kore ve Seul gezilip görülmesi gereken yerlerden biri, bir daha gider miyim? Kesinlikle hayır...
(başlık Seul idi ancak ben gezi yazısı tarzında bir şey yazdım.Farkındayım.Okuyan olurda vazgeçer belki gitmekten umuduyla )