allah, al-i imran suresinin 96-97. ayetlerinde ve fil suresinin tamamında kâbe'nin kendisi tarafından korunan güvenlikli bir yer olduğundan bahsetmiş, oraya girenlerin güven içinde olacağından dem vurmuştur. hatta geçmişte kâbe'yi yıkmaya gelen ebrehe'yi helâk edişini referans göstermiştir.
*
"şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette mekke'de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan kâbe'dir. onda apaçık deliller, makam-ı ibrahim vardır. oraya kim girerse, güven içinde olur. yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz allah bütün âlemlerden müstağnidir (kimseye muhtaç değildir, her şey ona muhtaçtır)." (al-i imran, 96-97)
"rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atan sürü sürü kuşlar gönderdi. nihayet onları yenilmiş ekin yaprakları haline getirdi." (fil, 1-2-3-4-5)
*
ne yazık ki gerçekte işler böyle yürümemiştir. yukarıda bahsedilen al-ilah sözlerine güvenen halife abdullah bin zübeyr, haccac bin yusuf komutasındaki ordudan kaçıp kâbe'ye sığınmıştır. ancak mancınık saldırısı sonucu yıkılan kâbe'nin içinde can vermiştir. yani allah ne kâbe'yi ne de kâbe'ye sığınanları korumamıştır.