bugün

amsterdam

oldukça küçük, bisikletle en üstünden en aşağısına toplasanız 15 dakikada gidebileceğiniz harikulade güzel bir şehir. kanallar arasına yerleştirilen eski tarzda mimariye sahip dipdipe amsterdam binaları en fazla 3-4 katlıdır, yeni yapılan binalar bile aynı tarzda bir mimari ile inşa edilmektedir. büyük bölümü düzayak olan bu şehirde tüm yolların yanında bisiklet yolu ve onun yanında da yaya yolu bulunmaktadır. bisiklet her amsterdamlının eli ayağı. otomobil sahibi olmak 3. sınıf vatandaş muamelesi görmek gibi birşey. hem park ücreti muazzam yüksek hem de yollarda geçiş hakkı öncelikle bisikletlerin, daha sonra yayaların ve en sonunda arabalarındır. gayet küçük ve muntazam bir şehir olması bir yana aynı zamanda turistik bir şehir olmasından dolayı hem herşey ingilizcedir, hem de sokaklar-caddeler tabelalı ve kesinlikle bir tane harita ile kaybolunmayacak tarzdadır. herkes ingilizce bilmektedir, istisnasız. insanları gayet güleryüzlü, yardımsever ve tabii ki;

(bkz: hollanda kızları)

ulaşım inanılmaz kolay. tram, bus ve metro şehiriçi ulaşımında kullanılıyor. strip adı verilen bir zımbırtıyı kullanarak heryere gidebiliyorsunuz. şehirdışında ve havaalanı arasında train işliyor. maşallah hepsi tertemiz, dakik ve gayet kullanışlı. ee küçük ve kalabalık olmayan bir şehir. toplam nüfusu 1 milyonu bile bulmuyormuş, bizim 15 milyonluk istanbulun yanında.

şehrin etrafında dayk adı verilen büyük bir su bendi var. onun gerisinde kanalların üzerlerinde daha küçük koruma bentleri mevcut. 1955 senesinde büyük bir zarar görmüş dayk ve şehir büyük bir facia geçirmiş, o vakitten sonra şu ana kadar büyük bir tehlike geçirmemiş ama adamlar su deyince ürperiyorlar.

her tarafı müze, tarihi yerler olsa da, gidilip gezildiği vakit hepsini toplasanız bir tane kendi müzemiz etmeyecek bir geçmişi ve değeri o kadar güzel pazarladıkları ve sergiledikleri ve korudukları için hayran kalıyorsunuz. red light district apayrı bir konudur ve kendi başlığında incelenmelidir. gece hayatı özellikle perşembe, cuma ve cumartesi geceleri çok hareketlidir. özellikle liedseplein ve rembrandtplein da güzel gece kulüpleri var. uyuşturucunun serbest, içkinin de gırla gittiği bu yerde, insanlar gece 12den sonra uçtuğu halde hiç bir yerde kavga vs. görmeniz mümkün değil. özellikle escape gidilesi bir gece kulübüdür. gündüzleri minicik etekleriyle bisiklet üzerinde önünüzden sağınızdan solunuzdan sizi eriterek geçen güzel hollanda kızlarının gece barlarda yanıbaşınızda uçmuş bir şekilde dansediyor olması da ayrı bir avantajdır. avantajı kara çevirmek size kalıyor efem*.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar