bugün

ekşi sözlük

hal ve gidişat bakımından, okan bayülgen' e benzettiğim sözlük. tıpkı okan gibi, bir zamanların aykırı çocuğu olan ekşi sözlük; çöküş sürecine girmiştir. okan bayülgen' le özdeşleştirilmesi ve yakınlığı da bu bakımdan bana oldukça ironik gelmiştir.

(bkz: entropi)

bunun en büyük belirtisi, bir zamanlar belirli dönemlerde yazar alımı yapan bir oluşumun; artık yazar alımını ardına kadar açmış olmasıdır. ancak işin kurnazlığı, aslında yazar almamaktır. insan bir şeye ne kadar zor ulaşırsa; o şey o kadar kıymete biner. bu minvalde ekşi sözlükte çaylaklık döneminin, yıllarla ifade edilmesinin başka bir açıklaması yoktur. amaç kaliteyi korumak değildir. çünkü mevcut yazar sayısı, kalite kontrol sınırlarını çoktan aşmıştır. 100000' e yakın kişinin 5-10 yöneticiyle idare edildiği bir yerde, hiç kimse kalite kaygısı güdüldüğünü iddia edemez. bir tek şeyin kaygısı güdülüyordur, o da sayısal verilerin. yani asıl amaç, birilerine ekşi sözlük başlığı altında 100000 ifadesini kullandırtmaktır.

aslında istenirse profesyonel bir ekiple, 100000 yazar dahi kontrol edilebilir veya 15 günde içeri alınabilir. ancak dediğim gibi, asıl amaç gösterip elletmemektir.

bir zamanlar kendi alt kültürünü yaratmış bir oluşumun, popüler kültürü yok sayan bir oluşumun; uzun bir süredir popüler kültüre nasıl da yenik düştüğünü; içeri girip sol frame' e bakarak anlayabilirsiniz.

ve geriye doğru gitmesindeki bir diğer etken; sahibine çok fazla para kazandırmasıdır. binlerce insanın vakit geçirmek için girdiği ve belki de sıçıp sıvamak için girdiği bir yer, birilerinin ekmek teknesidir artık. ve elbette o yer artık eskisi gibi olmayacaktır. o eski samimi hava birden kaybolacaktır. çünkü artık karşında, senin ayakkabılarınla girmek istediğin yere ekmek banan bir adam var.

bir diğer mevzu ise, artık popüler kültürde saygın bir yeri olan ekşi sözlük yazarları; adeta kürsü üzerinde yazmaya başlamıştır. ve kendilerine çeşitli misyonlar yüklemişlerdir. bu misyon patlamasının akabinde gelen ego patlaması, ekşi sözlüğün duvarlarına sıçramıştır. bir zamanların yeraltı efsanesi olan yazarlar, şimdilerde elitizmin dibine vurmuştur. hatta çoğu kendini, seçilmiş kişi olarak görmeye bile başlamıştır. üyeler arası hukukun ise, yılların etkisiyle iyiden iyiye "kanki, kanko, bebeyim, bebetom" muhabbetine sarması ayrı bir mevzudur.

şimdi bir kaç sivri biber söylemeden edeyim, amacım bok atmak vs. değildir. hatta ben de bir yazarıydım. her neyse, çöküş süreci başlamıştır. popüler kültürle içli dışlı olmanın bedeli budur.