doktrinin çatısını oluşturan türk milliyetçiliğinin m.kemal'de tezahür etme biçimini hazmedemeyen türk solunun kemalizm'i günümüzde sadece laiklik anlayışı üzerine oturtmaya çalışmaları ve m.kemal'i sadece kendilerine ait bir tarihsel olgu olarak görmeleri ne kadar ironik ise , farklı şartlarda ,tercihen kendi şartlarını oluşturan kemalizm'i bugünkü dünya düzeninde dogmatik olarak tartışılmaz kabul etmekte o kadar abestir.
ülkenin batı desteğiyle çatışmalara süreklendiği yıllarda aynı solcuların yazar çizeri (ki bugün ancak gazete köşelerinde yazıp yalılarda oturarak, hariçten gazel okuyarak rejim bekçiliği yapmaktadır bir çoğu) üniversitelerde "faşist" atatürk dövizleriyle yürüyüp slogan atmaktayken bugün kemalizmden bir put yaratmış , ve halkı tartışmasız bu dogmaya iman etmeye zorlamışlardır. yalnız solcular değil bugün ve dün cumhuriyetin düzenine ya da idealine çomak soktuğu her cenah şartlar dahlinde atatürk'ü sahiplenmeye çalışmış , m.kemal kimisine göre dindar, kimisine göre türk milliyetçisi , bazen kafatasçı, sıklıklada komünist olmuştur. tarih siyasal kimliği bu kadar istismar edilmiş başka bir lidere şahitlik etmişmidir, sanmıyorum.
bana kalırsa kemalizm, bizzahati kendisinin at gözlüklü ve beyni örtülü savunucuları tarafından güdükleştirildiğinden bugün ülkenin yapılanma ihtiyacı içinde olduğu mevzulara çözüm getirememektedir. m.kemal'in halk nazarında ki değeriyle halkın kemalizm'e ve kemalistlere bakış açısında ki ters orantı başka bir biçimde açıklanamaz sanıyorum.
milletin itikat esasları ile kemalizm karşı karşıya getirildiği müddetçe (ki gerçekten bir muhaliflik durumu söz konusu olabilir, tartışmaya açıktır) , muaffakkiyet sağlanmasıda mümkün değildir. 80 yıl öncesinde kurulan insan ürünü ideoloji ile 1400 sene önce konuşan ve kıyamete değin konuşacak olan tanrı kelamı nasıl karşılaştırılır anlamak mümkün değil. inanırsınız ya da inanmazsınız, önemli olan cumhurun buna iman etmesidir. herşeyden önce mantık kaidesinde analiz yapabilmek elmalarla armutları karıştırmamak gereklidir.kendi toplumunun değer yargılarına yabancılaşmış, kendi toplumunu anlama kabiliyetinden yoksun olarak girilen her fikri mücadele kaybetmeye mahkumdur.
sujektif not: kul olma durumundan imtina ederek muazzam sistemin yaratıcısını kibriyle reddedenin , kendi gibi bir ölümlünün kendi gibi ölümlü sistemine kul olmasıda ironik bir durumdur. bugün hakiki dindarlar değil hakiki "ist" ler bağnazlığın tavan seviyelerinde dolaşmakta putperest bilinç altının zuhruyla kendilerine put yaratmakta kendi elleriyle yaratığına tapınmakta ve kendileriyle birlikte tüm cumhurun da bu gülünç seremoniye katılmalarını sağlamaya çalışmaktadırlar. oysa ideal "insan" tanrısına kul , ülkesine vatandaş olmayı gayet iyi bir biçimde başarabilir.