bugün

yazmak

yazmak, kelimelerin büyülü dünyasında yaşamak, hür olmak cümlelerin uçsuz bucaksız diyarında. yazmak kelimesinin sözlüklerde bilinen bazı tanımları vardır. örneğin tdk der ki; "yazmak, söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmaktır. bu kitabi tanımdan sonra bir de bu yazar tanımlamak ister "yazmak" kavramını. "yazmak, coşkun bir ırmakcasına gönülden akan duyguların kelimeler aracılığıyla satırlara nakşedilmesidir." bazen umutsuz bir aşk hikayesi nedenli kırılan kalbimizin yaralarını sarmak için, bazen kalbimizden taşan coşkun duyguları paylaşabilmek için ve bazen de gidenlerin yasını tutmak için gönlümüzün kalemiyle yazarız. bu yazdıklarımız kimi zaman bir şiirin ahenkli mısraları, kimi zaman bir şarkının melodik sözleri ve kimi zaman ise bir ağıdın acıklı kelimeleri olur, yol alır başka diyarlara doğru. gönlün kalemiyle yazdıklarımız uğultulu rüzgarlar eşliğinde bulut olur gider umutsuz kalplerin, çaresiz ruhların diyarlarına. kelimeler bu diyarlara bazen damla damla bazen de sağanak halde düşüp yağmur olur, ümitsiz kalplere deva, biçare ruhlara bir lokma aş olabilmek için. "bu yüzden hakkı yoktur gönül kalemiyle yazabilenlerin bilinmedik diyarlarda yaşayan umutsuz kalpleri devasız, çaresiz ruhları ise aşsız bırakmaya..."

latincede sevdiğim bir söz vardır "verba volant, scripta manent" diye. o söz der ki "söz uçar yazı kalır". işte bu yüzden görüp, duyupta yaşadıklarımızın en önemlisi de söylediklerimizin buhar olup kaybolmaması için yazalım. peki öyleyse ne duruyoruz "haydi şimdi omuzlarımıza hürlüğün kanatlarını takıp kelimelerin semalarında uçabilmenin vaktidir..."