Arkadaşın çok sevdiğin ablasının hasta olduğunu duyarsın. Fırsat bu fırsattır. koştura koştura hasta ziyaretine gidersin. Evde dünyalar güzeli, sempatik, cana yakın bir kız arkadaşı da vardır. Hasta yatağının başında arkadaş, ben ve o güzel, bıcır bıcır kız oturup yatmakta olan hasta arkadaşa moral vermek için esprili bir şekilde konuşmaktayızdır. Sonra birden karnında bir ağrı hissedersin, ufak bir gaz seni rahatsız eder ve usulca ondan kurtulmak istersin. Adi, şerefsiz gaz. Nereden bilirdin ki seni terk ederken "poarrrrt" diye veda edeceğini. Yerin dibine geçersin bir an sesten ürkmüş hasta yatağındaki kızla gözgöze gelip kaçırırsın gözlerini. Bir ümittir içinde, belki duyulmamıştır, belki es geçilmiştir, kendi kendini üzüyorsundur diye düşünürsün. Öyle ya, cankuşun olan erkek arkadaşın, hastanın kardeşi tek bir şey söylememiştir, renk vermemiştir. Bir süre sonra gelişen hoş sohbetle iyice inandırırsın kendini hiç bir şeyin duyulmadığına. Sonra yatma vakti gelir. erkekler bir odaya kızlar bir odaya çekilirken hasta kız odadan çıkarken seslenir :
- Fazla gürültü yapmayın evin duvarları ince...
Yıkılırsın... Ama yine de başka bir şey ima etmiş olabileceğine dair bir umuda sarılırsın. Yatağa uzandığında karşı yatakta yatmak olan cankuşuna bile konuyu ıkına sıkına sorarsın.
- Mete...Mete lan...
- Ne var ?
- Duyuldu mu lan ?
- Ne duyuldu mu?
- Osurdum ya...
- Yooooooo...
- Doğru mu söylüyorsun lan... Duymadın mı gerçekten. (Acaip sevindiriksindir)
- Ulan deve ! Oda inledi nasıl duymayalım...
- Ha sittir yaaa... Çok mu duyuldu...
- Oda inledi diyorum hayvan. insan pardon gibi bir şey söyler en azından.
- Ne deseydim birader. "Amma da osurdum" mu deseydim....
Bu lafın ardından yan odadaki kızlardan öyle bir kahkaha kopar ki bu sefer sen korkarsın. Sen hariç herkes katıla katıla gülmektedir. hababam sınıfındaki Şaban gibi uyuz bir şekilde huylanarak durmaktasındır bu kahkahalara karşı. Yerin dibine geçtiğin an mıdır yoksa sen de mi o neşenin bir parçasısındır bilinmez. Ama yıllar sonra bile bu olay hatırlandıkça hala aynı şiddette gülünür. Aradaki tek fark bu sefer kahkahalara seninkilerin de eklenmiş olmasıdır. Bu işler böyledir işte. Yaşarken ölmek istediğin o anları ileride gülmekten ölecek şekilde anlatırsın ya da yaşamış olanlarla hatırlarsın.