bugün

hakaret

baskın oran gibi düşünce insanlarımıza edilmesi hukuki olarak meşru görülür. bu hakaretler legal olduğu için istediğiniz herkese edebilirsiniz.

1) aslan tekin adlı şahıs yeniçağ’da yazdı: “bence bu adamlar dövülselerdi, milletin yüreği soğurdu. sevr’ciler tekme tokadı hak etmişlerdir”.

şiddeti açıkça savunuyordu. ankara asliye 2. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınız bu adamı akladı. “kendisi şiddetli eleştiri yapan bir kişi veya kurum, zora başvurulmadığı sürece aynı şiddette veya daha şiddetli eleştirilere katlanmak zorundadır” deyip. yargıtay 4. hukuk dairesi de onadı.

2) bircan akyıldız adlı şahıs, türkiye kamu-sen gn. bşk., izmir’de konuştu: “bu rapor bizi ilmek ilmek bölmeye, parçalamaya yönelik bir düşüncenin sonucudur. yemin olsun; toprağın bedeli kandır; gerekirse dökülür”.

bırakın şiddeti, açıkça kan dökmekten bahsediyordu. ankara asliye 7. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınız bu adamı akladı. “tepkinin eleştiri hudutları içerisinde kaldığı anlaşıldığından dava reddedilmiştir” diyerek. yargıtay 4. hukuk dairesi de onadı.

3) emekli general kemal yavuz adlı şahıs akşam’da yazdı: “ekmek yediğin kapıya ihanet etme, sonra nimet çarpar. bunlar bir avuç zibididir”.

ankara asliye 5. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınız bu adamı akladı. "rapor hakkında, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak’tan dava açılmıştır. bu nedenle davanın reddine" diyerek. yargıtay 4. hukuk dairesi de onadı. oysa biz şimdi o davadan beraat ettik; ne olacak durum?

“gidin, avrupanıza sokun!”

4) eski kültür bakanlarından namık kemal zeybek adlı şahıs halka ve olaylara tercüman’da (hot) yazdı: “siz o uydurma azınlıklarınızı alın da gidin avrupanıza sokun”.
aile terbiyesi izin verdiği için bu kadar açıkça konuştu. ama ankara asliye 11. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınızın düzeyi de mümasilmiş ki bu adamı akladı. “bu görüşlerin sert eleştirilere tabi tutulması olağandır” diyerek. yargıtay 4. hukuk dairesi de onadı.

5) sırrı yüksel cebeci adlı şahıs hot’da yazdı: “bunlara türkiyeli demek, türkiyeli yılanlara, kurbağalara, çakallara haksızlık oluyor”.

ankara asliye 15. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınız bu adamı akladı. “b. oran yazılacak olan eleştirilere katlanmak zorundadır” diyerek. yargıtay 4. hukuk dairesi de onadı.

6) selcan taşçı adlı şahıs yeniçağ’da yazdı: “şu toprağa küfrederek basanlar var. hain desen, işbirlikçi desen var. köpek gibi, bir kemikle susan var”.

ankara asliye 1. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınız bu adamı akladı. “yazının kaleme alındığı yayında kamu yararı bulunması nedeniyle hukuka aykırı olmadığı kanaatine varıldığından” diyerek. yargıtay 4. hukuk dairesi de onadı.

‘etli kemik vaadi duyan köpek’

7) servet kabaklı adlı şahıs tercüman’da yazdı: “çanağına yal konulunca ve etli kemik vaadini duyunca yaltaklanan, kuyruk sallayan kanişler, uyanık geçinen şapşallar, salak, tescilli hain, zavallılar. tc devletine-milletimizin birliğine kalleşçe ihanet hançeri sokanlar”.

ankara asliye 2. hukuk mahkemesi’ndeki meslektaşınız bu sözleri hakaret kabul etti, tazminata mahkûm etti. yargıtay 4. hukuk dairesi’ndeki meslektaşlarınız kararı bozdu. “dava konusu sözlerde kişiliğe saldırı amacı yok. sözler, rapora yönelik düşünce açıklaması niteliğindedir” diyerek.

ilk mahkeme direndi. böyle mahkemeler de olabiliyor şükür. dosya yargıtay hukuk genel kurulu’na gitti. oradaki meslektaşlarınız, birkaç gün önce 20’ye 23, bu adamı akladılar. sadece “usul ve esas yönünden yerinde olan 4. hukuk dairesi kararına uyulması uygundur” diyerek.

şimdi düşünüyorum da, bütün bu kararlar sonuna kadar normaldi sayın yargıçlar. çünkü meslektaşlarınız milletvekili süleyman sarıbaş’ı akladıktan sonra, bunlar haydi haydi aklanırdı.

‘babanız kimmiş, ananıza sorun’

hatırladınız mı bu sarıbaş’ı? yanaklarınız kızarmasın, ellerinizle tutun iki yandan, aynen yazacağım: “bu rapor’u yazanlar her kimse, yazdıranlar her kimse, millet bunları tükürüğüyle boğar. azınlık arayanlar, analarina babalarinin kim olduğunu bir kez daha sorsunlar”.

yani bize piç, annelerimize orospu (utanmayın, utanmayın lütfen!), babalarımıza deyyus diyordu. ilk ikisini bilirsiniz de, deyyus’u bilir misiniz; pezevenk’in bizzat kendi karısını satan türü demektir. utanmayın lütfen. ben bunları gelip yemek odanıza yüksek sesle okumuyorum ki. size yazıyorum sadece bilgi olarak. etrafınızda çoluk çocuğunuz, eşiniz falan varsa yalnız başınıza sessizce okursunuz, gazeteyi de gizlersiniz, olur biter.

hatırlıyor musunuz ne yaptı meslektaşlarınız, sayın yargıçlar, bu davada? ankara asliye 3. hukuk mahkemesi bu sarıbaş’ı tazminata mahkum etti. yargıtay 4. hukuk dairesi bu hükmü de bozdu. gerekçe göstermeden. ilk mahkeme de ona uydu, bitti, gitti.

baskın oran