bugün

trabzonspor

benim icin sonsuza kadar onemini yitirmis takimdir. 25 degil artik 125 sene daha sampiyon olamayacagina hayatim ustune bahse girebilecegim bir takimdir.

her sene hoca degistirmek ile basari gelecegini dusunebilen yoneticiler secme basarisina sahiptirler. yerel basini hic bir hocayi begenmez. dunyanin bir numarali teknik direktorunu takimin basinda olsa, neden trabzonlu oyuncu oynatmiyor diye elestiride bulunabilecek kadar midesiz bir basina ve kose yazarlarina sahiptir.

yoneticileri; yatirim nedir, yapilanma nedir bilmezler. fason uretim yapilan formalari* futbolcularina giydirebilirler, terden su icinde kalan formalari gormeden, oyuncularin oynayamadigindan sikayet ederler. federasyonda hic bir etkileri yoktur. egolarini teknik direktorlerini istifa ettirip yada kovarak tatmin ederler. sonra da taraftarlarina yaranmaya calisirlar.

futbol yatirim ve sabir isidir. yillardir bu isi cozememis bir sehir ve bu sehrin basiretsiz yoneticeleri tarafindan yonetilen bu takim, bordo mavi renklere sahiptir, bir donem* kalbimi calmis olsa da, bosuyorum! bundan sonra benim icin tarihde aci hatiralarima neden olan iki kelimeden olasan bir anadolu takimin adidir. yaziklar olsun, senol gunes'den sonra ersun yanal gibi bir degeri de* harcayabiliyorsa bir takim, kim ne yapabilir.