bugün

kızılbaş

Kızılbaş * sözcüğü ilk kez Osmanlı tarihçileri tarafından kullanılmıştır. Şah ismail'in babası Şeyh Haydar anadoludan göç edip ona bağlanan alevi türkmenlerine kızıl, sarıklı külah giydirdiğinden Şeyh Haydar yandaşlarına kızılbaş denilmiştir. Ve zamanla anadoludaki bütün alevilerden bu şekilde bahsedilmiştir. Ama 16.yüzyıl metinlerine baktığımızda görmekteyiz ki iş külahın kızıllığından çıkarak bu kelimeye "ahlaki yönden bozuk" manası yüklenmiş ve bir aşağılama aracı olarak kullanılmıştır. Türkmenler için de bir dönem şaşalı laflar eden çok değerli(!)osmanlı tarih yazıcıları -ki başta Hoca Saadeddin Efendi gelir- bir zaman sonra Türkmenleri,"bi-asıl Türkmen","bi-had Türkmen","bed-fiil harami Türkmen" olarak nitelendirirler. Kızılbaşlar ise zaten çoktan yolunu yitiren sapık kavim (dall ü gümrah) olarak tarihe yazılır. Yani diyeceğim o ki bu sözcük sarıktan külahtan çıkıp taa 16.yüzyıldan bugünlere gelmiş ama yolda manasının başına çok iş getirilmiştir.