atatürk devrimlerinin başarısız olması

entry53 galeri
    26.
  1. insanlık tarihi boyunca kötü olan, insana mutsuzluk, eziyet, çile veren, savaşla yıkımı ve ölümü getiren, insanları açlığa yokluğa yoksulluğa iten bir tane bile ne rejim ne sistem ne irade ne yönetim ne de ideoloji ve din kötülüğü yoktur.

    komünizm'den faşizm'e ordan nazizim'e (bilmezsiniz ama yine de söyleyeyim; faşizm ile nazizim aynı anlam manada kullanılmaz. hitler ile mussolini aynı ideolojiyi paylaşmıyordu) demokrasiden monarşiye, diktatörlükten krallığa vs. sistem ve rejim olarak hepsi mükemmeldi; islam, hristiyan, yahudilik, budizm vb dinler inançlar hepsi kutsal ve insanlığa barış huzur kardeşlik getirip cennetin yolunu gösteriyordu.
    hepsi dün de bugün de zamanın mekanın insanın gerekliliğiydi-gerekliliğidir.

    tüm bunlar iyiyse ve mükemmel ise yaşanan acılar, ölümler, savaşlar ve yokluklarla zorbalıklar neden?
    cevabı insan.
    kötü olan olgular yukarıda olan değerler değil de kötü olan insandır.

    örn: ormanlarımız yanıyor. insanlar cahilce orman alanlarının korunması için yeni yasalar kanunlar cezalardan bahsediyor. oysa mevcut yasalarımız ve kanunlarımız gayet yeterli olup dünya ölçeğinde ele alırsak yasalarımız ve kanunlarımız mükemmel.
    yasaları uygulayanla yasalara tabi olan insanlar buna uymaz ve yasayı kanunu uygulamazsa hangi yasayı kanunu çıkarırsanız çıkarın orman yangınlarını engelleyemezsiniz, ormanlarımızı koruyamazsınız.

    sahillere - deniz kenarlarına diye genelleyeceğimiz bir alana gidin.
    normal ortalama bir aile olun, çocuklar deniz görsün, ayağına deniz suyu değsin hem yeşillik içinde piknik yaparız deyin.
    başınıza hemen biri dikilir.
    "burada öyle sofra bezi açıp piknik yapamazsınız, dışarıdan yiyecek içecek getiremezsiniz, şezlong kiralayacaksınız, giriş ücreti vereceksiniz, menüden şu kadar bir tutarda sipariş verip para harcayacaksınız vs" diye başınıza dikilir.

    ya da "burası özel mülk, benim cafem, benim işletmem, benim yalım-konutum, benim sahilim, benim plajım, benim otelim, benim dinlenme tesisim" diye seni sahile almazlar.
    istanbul'da milyonlarca genç çocuk kadın vb insanın vücuduna deniz suyu değmemiş. toplu taşımada yolu düşerse denizi anca otobüs camından görüyor.

    üç tarafı denizlerle çevrili ülkede insanlar yüzme bilmiyor.
    denizi olmayan slovakya, macaristan, avusturya ile türkiye'yi karşılaştırma yapın; nüfusa göre yüzme bilme oranlarını yüzdeleyin, inanın bu denizi olmayan ülkenin insanları bizden daha çok yüzme biliyor.

    bu durumu düzeltmek için yasa kanun mu çıkaralım da insanlarımız sahillere denize erişme imkanı olsun?
    hayır!
    siz sahilde plajdayken biri size gelip "burada oturamazsın, denize giremezsin, piknik yapamazsın, buraya giremezsin, şu kadar ödemen lazım, bunları yemen içmen lazım, burası benim, özel mülk vb" dediğinde bu kişi anayasal suç işlemiş ve sizin anayasal hakkınıza tecavüz etmiş oluyor.
    anayasa zaten sahilleri kişisel tapulu mal, kişisel özel işletmeye verilmesine izin vermiyor. anayasa kıyıların bir kamu malı olduğunu ve özel mülkiyete konu olamayacağını, herkesin eşit ve serbestçe yararlanmasına açık olması gerektiğini anayasal düzeyde güvence altına alır.

    o kişiye oranın tapusunu veren, o kişiye orayı kiralayan, o kişiye işletme ve iskan izni veren kim hangi yapı hangi makam olursa olsun anayasal suça ortak olmuş oluyor.
    bu anayasal hakkınızın elinizden alınmasına direnme hakkınız sizde saklı kalmak kaydıyla buna uymayın.
    uymayın da sizi koruyacak, anayasal hakkınızı savunacak devleti idare eden nerede?

    bunun için...
    kötü veya eksik olan rejim, sistem, ideoloji, yasa, kanun, din, ırk vs yoktur.
    kötü olan insandır.
    1 ...