mümkünse yemeyin, hele ki türk somonu (somon değil bildiimiz alabalık da hadi somon diyelim) veya balık çiftliklerinde yetişen herhangi bir balık yiyerek "haftada bir balık yiyorum sağlıklı besleniyorum" demeyin.
ithal olan, norveç de yetişenler hariç.
denizlerimiz somon yetiştirmeye (sıcaklık ve somon için gerekli olan kabuklu deniz ürünleri örn; karides vb popülasyonuna) uygun değil.
daha da basit olarak anlatmak gerekirse flamingolarda kırmızı turuncu gibi rengin koyuluğuna bakarak ne kadar sağlıklı beslendiğini doğal ortamında yaşadığını anlamamız gibi somon balığının renginin koyuluğa daha çok kayması onun sağlıklı bir ortamda doğal beslendiğini gösterir.
çiftlik balıklarında türk somonunda veya norveç somonunda turuncu renk nasıl sağlanıyor?
ya denizlerde doğal ortamından elde edilen karideslerin işlenmesiyle edinilen balık yemleri ya da kimyasal olarak elde edilen katkı maddeleriyle.
somon balığının karides katkılı doğal yemlerle beslendiğini nasıl anlarız?
yetkili kurumların kontrollerle ve incelemelerle açıkladığı resmi raporlarda olan beslenme değerlerinden anlarız.
örn: norveç somonundan 150gr tükettiğinizde 1,8gr epa ve dha alırsınız. avrupa gıda güvenliği otoritesi (efsa) ve nifes’e (norveç ulusal beslenme ve deniz ürünleri araştırmaları enstitüsü) göre bir porsiyon norveç somonu sağlıklı bir yetişkinin haftalık ihtiyacı olan omega-3 miktarını fazlasıyla karşıladığına dair araştırma sonuçları vardır.
tabi ki bir de damak tadından, balıkta (somon) olan yağ oranı ve özellikle balığın derisi ile eti arasında olan jölemsi yapı size bir bilgi verir.
bu sırada türk somonu için böyle kapsamlı bir inceleme ve açıklama yapıldığını, bağımsız kurumlar tarafından denetim kontrol besin değerleri takip edildiğine dair bir açıklama duymadım.
unutmadan... cahillik moda oldu ya; artık bundan sonra türk somonu diye değil de "türkiyeli somonu" diye başlığı, balığın adını değiştirmeniz lazım.