kol böreğini biliyorduk da koltuk altı böreğini yeni öğrendik. buna da şükür, ya kasık arası böreği yapsa ne olurdu?
ganj nehrini temizlemeden önce bu yaratıkları o coğrafyadan temizlemek lazım.
ne dediniz?
kültür, yaşam hakkı, saygı, empati, binlerce yıllık medeniyet mi?
hümanist sıçmığı yapmayın, saçmalamayın.
bunlara insan demek insanlığa hakarettir.
yokluğu anlarım, toplumların damak zevki mi yemek kültürü mü mutfağı mı gastronomisi mi vs adına ne diyor nasıl anıyor-anlıyorsanız - ne diyorsanız toplumların beslenme şeklini coğrafya, tarih, trajediler ve imkanlar şekillendirir.
bir toplumu, örn; çinlileri böcek, kedi, köpek yiyor diye kınayamayız.
1333 yılından başlayan kayıtlı olarak bilinen 6 büyük kıtlığı çin halkı yaşadı.
en son 1959-1961 yılları arasında yaşanan sannian ziran zahiaı olarak dillendirilen üç yıllık afet denilen dönemde çin'de en az 35 milyon insan öldü.
çin kaynaklarına erişim izni olan bir kaç akademisyen ve gazetecinin incelemeleriyle ortaya çıkan en iyimser rakam; çin kaynaklarında yetişkinlerin çocukların açlıktan ölmesi işlenmiş ama yeterli beslenemeyen hamile kadınların düşük ve ölü doğumları da bu ölümlere dahil edilirse en az 70 milyon insan 1959 ile 1961 yılları arasında açlıktan öldü.
tabi ki bu ölü doğum, düşük yapan kadınların bebeklerini ailece yemeleri, mezardan yeni gömülmüş ölüyü çıkarıp yemeleri, ailesi ölmüş veya zayıf savunmasız çocukların kaçırılıp yenmesi vb kayıtlara geçmiş yamyamlık vakalarına değinmeye gerek yok.
böyle bir geçmişi olan toplumun mutfak kültürünü anca cahiller eleştirir. bir düşünün, 1960 yılında Türkiye'nin nüfusu 27.754.280 kişidir. çin'de 1959 ile 1961 yılları arasında 70 milyon insan açlıktan öldü.
üstelik bu seviyede açlıktan ölümü çinliler 6 defa yaşadı.
1810 ile 1849 yılları arasında da çin'de 45 milyon insan açlıktan ölmesini düşünürseniz...
kalkıp "kedi köpek böcek yiyorlar, aaay! ne kadar da iğreaanç yea" diye eleştirmek cahilliktir ama günümüz koşullarında beslenme sorunu, gıdaya ulaşım zorluğu olmamasıyla bu beslenme türünü devam ettirmeyi eleştirmemek de bunu kültür diye savunmak da aptallıktır.
iyi o zaman, kıtlıkta yamyamlık yapıyorlardı. o zaman kalkıp yine insan eti yesinler mi? bunu hoş ve uygun, kendi kültürleri damak zevki, toplumun geleneği, hakkı, hukuku mu görelim? salaklığın lüzumu yok değil mi?
neyse, hindistan özeline dönersek bu hintlilerin yaptığını, yaşadıkları iğrençliği yokluğa veya zorunluluğa bağlayamayız ki bu pisliğin gerekçesini kültür diye açıklamak insanlığa hakarettir.
