geleceği ve umudu mu çökertilmiş?
ne umudundan, ne çökmesinden bahsediyorsunuz?
bir ülkede durum çöküş olarak görülüyorsa umut yeniden yeşerebilir. çöken bir yapı - olgu yeniden ayağa kaldırılabilir; çöken bir şey tamir edilebilir, o şey yapılandırılabilir, ortaya yeni veya başka bir şeyler konabilir.
oysa bir ülkede yok edilen gelecek ve yok edilen umutlar için asla bir şeyler yapamazsınız.
eğer bir allah, tanrı, rab, zeus, odin vb isimlerle anılıp yoktan var eden yaratıcı değilseniz; yok edilen geleceğin ve gençliğin geleceğini umudunu yeniden ayağa kaldıramazsınız.
unutulmasın ki bir umudu ve geleceği yok etmek istiyorsanız ilk önce o umut ve o umudu içinde taşıyan insanları yok etmeniz lazım.
insan ve toplum tarihinde yok edilen umutları ve geleceği olan insan topluluklarına baktığımızda; o toplumun kurtuluşu için toplumun ihtiyacı olan yeni bir kral, yeni bir idare, yeni bir sistem değildir.
o toplumu yeniden ayağa kaldıracak tek güç yoktan var eden bir yaratıcıdır. unuttuğumuz ise "aklını kullanmayı bırakan topluma-insana yaratıcı bile bir şey yapamaz" gerçeğidir.
umudu eyleme döküp geleceğini şekillendirecek insan kaynağı yok olmuş toplumların yaşadığı çöküş değil çürümüşlüktür.
gelecek için duyulan umutsuzluk değil de kaçınılmaz olan yok oluşun korkusudur.
kriz yönetimi gibi, örn; basitçe ilk önce içinde bulunulan durumu tahlil etme, sonra zarar analizi yapma, elde olan-kalanı hesaplama, çare üretme vb durumları düşünerek bir çöküş mü yoksa yok oluş mu onu bilmeniz lazım.