okusanız ne olacak?
üstelik ne okuyorsunuz? ezbere dayalı eğitim, teoriye dayalı mantık, olmayan pratik ki pratik eğitim olsa da sorgulanamayan, araştırılmayan, alternatiflere izin verilmeyen, geliştirme ret edilmiş dogmatik ve basma kalıp pratikten ne fayda sağlanır da çağa nasıl uyum sağlarsınız?
çorbaya dönmüş sanki çorap değiştirir gibi zırt pırt değişen oynanan eğitim ve öğretim sistemi, değişen değerlendirme kriterleri-sınavları ki bir sınavı bile yapamayan sistemsizliği iş bilmezliği sistem diye gören ülkede...
okumuşmuş...
okusan ne olacak?
hadi okudun diyelim, adam kayırmaca, torpil, iltimas ile artık atama seçilmede tek kriter liyakatsizlik olan bir kriterde okusan ne olacak?
en fazla diplomalı ama eğitimsiz, kalitesiz, kalifiye olmayan biri olursunuz. eğitimli olsanız bile gıda mühendisi olup markette anca raflara ürün yerleştirirsiniz.
bu ülkede yazılmış bitirme, lisans ve akademik tezlerin çoğu çöp, kağıt israfı desem abartmış olmam.
sanayide, bilişimde, iletişimde, sanatta, yönetimde-danışmanlık hizmetinde faaliyet gösteren bir şirketiniz olsa, şirketinizin ar-ge departmanı gidip yök ve üniversite arşivlerinde tezlere baksa; planlama yatırıma yardımcı olacak yeni bir veri, çözüm yolu, gelecek için projeler oluşturacak bir kaynak bulacaklar mı sanıyorsunuz?
hele ki üniversiteler tam bir keşmekeş ve sadece adı üniversite olup düşünceden bilimden eğitimden çıkmış birer rant kapısı olmuş.
diplomalı cahiller ordusu yetiştiren, liyakatsizlik bir erdem-seçilme kriteri olan, adam kayırmaca torpil artık sıradan olmuş bir sistemde çıkıp oku diye akıl vermek akılsızlıktır.
ülkemizde insan hayatına değer vermeme yüzünden gerekli önlem ve ekipman donanımla desteklenmeyen çalışanların (kalifiye eleman veya vasıfsız eleman olsun) yaşanan iş cinayetleri başta olmak üzere iş hayatında yaralanma ve uzuv kayıpları ile ölümcül hastalıklara yakalanıp sosyal hayattan, yaşamdan kopartılan çalışanların insanlık dışı şartlarda çalışma koşulları ve mobbinglere maruz kalanlara "okusaydın, vasıfsız eleman" vb yakıştırması yapmak için zeka sorunu yaşandığından ahlak ve etik değer yoksunu olup kalite bilinci edinmemiş olmak gerekir.
dünya'da en son ülke köleliği yasaklamasıyla (1981 yılından itibaren) dünya'da ülke olarak köleliğe izin veren ülke kalmamıştır ama insanların iç dünyasında ve çalışma hayatında kölelik hala devam etmekte.
daha önce de yazmıştım, şu an ülkemizde şirketler kalifiye eleman bulamıyor. iş hayatında hangi sektör olursa olsun çok büyük yetişmiş eğitimli insan açığı yaşıyor.
şu an şimdi almanya volfsburg da olan volkswagen fabrikasını söküp türkiye'ye getirsek; bu fabrika'nın üretim kapasitesi-çalışması gereken kaynağına uygun ne bilgi, ne teknoloji ne de bu fabrikanın departmanlarında çalışacak işçi mühendis, program-yazılımcı, tekniker vb (kalifiye eleman diye genelleyelim) insan kaynağımız var.