değilsin. çünkü Tevrat’ın bilinmesi üzerinden Kur’an’ın bilindiğini, sonra kıssaların iki kitapta da aynı olduğunu, sonra okuma yazma oranının önemsiz olduğunu, sözlü kültürün hakim olduğunu belirttin. ben de sana okuma yazma bilen Arapların bile önüne Tevrat açıp okuyup değil yahudilere sorarak Yahudilik ve islam hakkında bilgi aldıklarını ifade ettim. Ayrıca zaten aradaki farklardan dolayı tevrat’ı kendileri okusalar da Kur’an’dakileri bilemeyeceklerini anlatmaya çalıştım. Farklı örnekler vererek de.
Yine yanlış bildiğin, bu sebeple seni yanlış kıyasa ve tutarsızlığa, dahası mantıksızlığa iten sebep ana meselenin Tevrat’ın kitaplaştırılması/varlığı ile okuma yazma oranı arasındaki bağlantı olmamasıdır. ikincisi, kur’an sadece sözlü kültürle mushaf haline getirilmedi. Yani somut varlığı sadece ezbere dayanmıyor. hem yazılı hem de sözel şekilde toparlandı. Zeyd bin Sabit (r.a) öncülüğündeki ilmi bir heyet tarafından. böyle böyle öğreneceksin sıkıntı yok. bilinçli bir kafir olman cahil bir kafir olmandan daha iyidir.