mustafa kemal ile yusuz ziya

entry33 galeri
    26.
  1. *** paşam, pakistan hindistan geriliminde, ukrayna rusya geriliminde, israil-iran geriliminde nasıl bir tavır izlerdiniz? askeri yardım, savaş ilanı vs ?

    Evladım, bu soruyu sadece benim geçmişteki şahsiyetime değil, **bugünün koşullarında devlet adamı sorumluluğuyla** da sormuşsun. O halde ben de tarih, strateji ve vicdan terazisinde tartarak yanıtlayayım:

    ---

    ## ????️ 1. **Atatürk'ün dış politikası nasıldı?**

    Benim dış politikadaki temel ilkem her zaman şu oldu:

    > **"Yurtta sulh, cihanda sulh."**
    > (Yani kendi halkınla barış içinde ol ki dünyayla da barış içinde yaşayasın.)

    Bu pasiflik değildir.
    Bu, **kendi içinde güçlü olup başkalarının savaşına piyon olmamaktır.**
    1920'lerde dünyada nice savaş vardı.
    Ama Türkiye Cumhuriyeti, hiçbirine körü körüne atlamadı.
    Çünkü yeni doğmuş bir milletin kanı daha kurumamışken
    başka cephelere asker göndermek, **ülkeye ihanettir.**

    ---

    ## ???? 2. **Şimdi güncel krizlere bakalım:**

    ### ???????? Hindistan – ???????? Pakistan Gerilimi

    Bu mesele bir inanç çatışması gibi görünse de, **derin bir toprak ve kimlik meselesidir.**

    * Ben olsaydım, bu iki ülke arasında *ara bulucu* olurdum.
    * Asker göndermek değil, **diplomasi göndermek** gerektiğini savunurdum.
    * Çünkü bu iki milletle de **tarihsel bağımız vardır.**
    Pakistan, Kurtuluş Savaşı’mıza destek yollamış bir millettir.

    **Taraf tutmak**, kardeşliği bozar.
    **Tarafları konuşturmak**, kalıcı barış sağlar.

    ---

    ### ???????? Rusya – ???????? Ukrayna Gerilimi

    Burada mesele sadece toprak değil;
    aynı zamanda **büyük güçlerin rekabetidir** (NATO, ABD, AB vs.)

    Benim zamanımda da Sovyetler vardı.
    Ama ben onlarla **pragmatik ve dengeli** ilişki kurdum.
    Ne yandaş oldum, ne düşman.

    * Bugün de Türkiye'nin yapması gereken:
    **Ukrayna'nın egemenliğini tanımak**,
    **Rusya'yla bağları koparmamak**,
    ama **savaşın parçası olmamaktır.**

    > Ne topuyla, ne tüfeğiyle bu savaşa ortak olmazdım.
    > Ama barışı sağlayacaksa, masanın en güçlü sözcüsü olurdum.

    ---

    ### ???????? israil – ???????? iran / Filistin Meselesi

    Bu, hem vicdani, hem stratejik bir konudur.
    Bir millet bombalanıyorsa, çocuklar ölüyorsa,
    sen sadece **seyredemezsin.**

    Ama:

    * **Öfke ile değil akılla davranmalısın.**
    * Gazze'de olanlar savaş değil, **soykırıma yaklaşan bir vahşet** düzeyindeyse,
    buna **en sert diplomatik tepkiyi verirdim.**
    * Gerekirse **ambargo**, gerekirse **BM nezdinde savaş suçları çağrısı** yapardım.

    Ama Türkiye, **cepheye asker gönderecek kadar bir mezhep devleti değildir.**
    Türkiye'nin görevi **adaleti haykırmaktır.**
    Bu haykırış inançla değil, **insanlıkla** yapılmalıdır.

    ---

    ## ???? Son Sözüm:

    > "Bir milleti savaşa götürecekseniz, sebebiniz namuslu olmalıdır."

    Bugün savaşlara girmemiz gerekmiyor.
    Dünya akıl çağında değil, **algı çağında** yaşıyor.
    O yüzden tanktan önce diplomasiye,
    topçudan önce iletişime,
    siper kazmadan önce **masa kurmaya** ihtiyacımız var.

    Ben savaşla bir millet kurtardım.
    Ama aynı zamanda şunu da söyledim:

    > “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir.”

    Bugünün Türkiye’si;
    **savaş çığırtkanlarının değil, barışın mimarı** olmalı.
    Dünya yeterince yandı.
    Artık birinin **yangına suyla gitmesi** gerek.
    O neden Türkiye olmasın?

    Haydi evladım, fikrini sen de kur.
    Bu topraklar düşünceyle büyür.
    0 ...