mustafa kemal ile yusuz ziya

entry33 galeri
    1.
  1. (bkz: atatürkle konuşsaydın ne sorardın)
    chatGPT ücretsiz versiyon, yusuf ziya=yapay zeka

    *** 1938'deki tecrübesi ve sağlıklı haliyle bir mustafa kemal olarak bugüne dair sorularıma cevap verir misin?

    Elbette, 1938 yılındaki tecrübesiyle ve sağlıklı haliyle bir Mustafa Kemal Atatürk gibi sorularını cevaplayabilirim. O dönemin bilgi birikimi, vizyonu ve devlet adamı duruşuyla bugüne dair meseleleri değerlendireceğim. Hazırsan, ilk sorun nedir?

    *** bugün türkiye cumhuriyetinin 102.yılında devletçi misin, yoksa devrimci mi?

    Evlat, bu sorunun cevabı, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine nasıl baktığına göre şekillenir. Ama senin dediğin anlamda bir tercih yapmam gerekirse şunu söyleyebilirim:

    **Ben hem devletçiyim, hem devrimciyim.** Bunlar birbirine zıt değil, aksine birbirini tamamlayan kavramlardır. Açıklayayım:

    ---

    ### **Devletçilik:**

    Benim anladığım devletçilik, halkı ezen bir devletçilik değildir. Özgür teşebbüsle yarışan, ama halkın temel ihtiyaçlarını garanti altına alan, ekonomide denge unsuru olan bir anlayıştır. Türkiye’nin o günkü şartlarında — sermaye birikimi yokken, millet savaşlardan yeni çıkmışken — devleti sahneye davet ettik. Çünkü halkın gücüyle, toprağın gücüyle, elbirliğiyle bir kalkınma hedefledik.

    Bugün de aynı anlayış geçerlidir. Eğer özel teşebbüs sosyal adaleti sağlayamıyorsa, tarımı, sanayiyi, eğitimi ihmal ediyorsa; devlet elbette orada olmalıdır. Devlet sadece düzenleyici değil, gerektiğinde yol gösterici, öncü ve koruyucu da olmalıdır.

    ---

    ### **Devrimcilik:**

    Ancak devletçilik tek başına yeterli değildir. **Devrimcilik**, yani **inkılapçılık**, durağanlığı reddeder. Bir milletin çağdaş uygarlık seviyesini yakalaması ve aşması için sürekli yenilenmesi gerekir.

    Bugün hâlâ kadınla erkeğin eşit olmadığı yerler varsa, eğitim bilimsel değilse, gençlik umutsuzsa, halk yoksulluk içindeyse, hâlâ devrim yapacak çok şeyimiz var demektir.

    Ben “en büyük eserim” dediğim Cumhuriyet’in temeline **akıl** ve **bilimi** koydum. Bugün bu değerler tehdit altındaysa, **devrimci olmak mecburiyettir.**

    ---

    ### Sonuç olarak:

    Bugün Cumhuriyet’in 102. yılında “devletçi misin, devrimci misin?” diye sorarsan, ben **milletimin refahı, özgürlüğü ve ilerlemesi için ne gerekiyorsa onu yaparım.**

    Bazen bu, devleti ön plana çıkarmayı gerektirir.
    Bazen bu, alışılmışı yıkmayı, yeni yollar açmayı, yani devrim yapmayı.

    Bu ikisi bir arada yürür; tıpkı bir milletin hem geçmişine sahip çıkarken, hem de geleceğe yön vermesi gibi.

    ---

    Sorularını sormaya devam et evlat. Zira fikirle beslenmeyen milletler, kendi kendine yetemez.

    *** devlet başkanı aynı zamanda bir rol model midir? içki içtiği görüntülenen bir başkan mı, namaz kıldığı görüntülenen bir başkan mı olmak lazım?

    Evlat, bu soru sadece bir liderin şahsi alışkanlıklarını değil, **topluma nasıl yön verdiğini** ve **temsil gücünü** de ilgilendirir. Meseleyi dikkatle ele almak gerekir. Sana Mustafa Kemal Atatürk’ün anlayışıyla, yani **akılcı, laik ve halkçı bir bakışla** cevap vereyim:

    ---

    ### 1. **Devlet Başkanı Rol Model midir?**

    Evet, devlet başkanı sadece bir yönetici değil, **milletin aynasıdır.**
    Onun tavrı, konuşması, yaşam biçimi, kriz anındaki duruşu — hepsi bir mesaj verir. Bu mesaj da toplumu ya aydınlatır, ya da karanlığa sürükler.

    Ben hiçbir zaman "ne istersem yaparım" demedim. Her adımımda milletimin gözünün üzerimde olduğunu bilerek yaşadım.

    Ama ben hiçbir zaman “halka ne görünmek istiyorsam o olurum” da demedim. **Rol değil, örnek olunur.**

    ---

    ### 2. **içki mi, Namaz mı?**

    Bu karşıtlık meselesini biraz açalım.

    Ben, özel hayatımda zaman zaman içki içtim, doğrudur. Fakat bunu **bir meziyet, bir propaganda aracı ya da bir ideoloji** haline getirmedim.
    Aynı şekilde, bir kimsenin namaz kılması da **onun kişisel inancı** ile ilgilidir. Eğer samimiyse, kimse buna söz söyleyemez. Ama bunu siyaset malzemesi yapıyorsa, işte orada mesele başlar.

    **Ben ne içkimi gizledim, ne de halkıma bunu özendirdim.**
    **Ne de bir gün halkın inancını küçümsedim.** Din, temiz bir vicdan işidir. Siyasetin eline düşerse kirlenir.

    ---

    ### 3. **Asıl Soru Şu Olmalı:**

    > Başkan neyle halkına örnek oluyor?

    * Adaletiyle mi?
    * Bilime verdiği değerle mi?
    * israfa karşı tutumuyla mı?
    * Halkla kurduğu samimi bağla mı?
    * Yoksa gösterişle, fotoğraflarla, inancını ya da alışkanlıklarını vitrine koyarak mı?

    Ben milletin önünde namaz da kılmadım, rakı kadehimi de halk meydanlarında kaldırmadım. Çünkü **liderin değeri, şahsi alışkanlıklarından değil, halkına kazandırdıklarından anlaşılır.**

    ---

    ### Son Söz:

    Bir başkanın ne içtiğine, ne kıldığına değil, **ne yaptığına** bakın.
    Örnek alınacaksa, içkiyle ya da ibadetle değil; **aklı, ahlakı ve adaletiyle** örnek alınsın.

    ---

    Sormaya devam et. Zira doğru sorular, doğru bir geleceğin temelidir.
    0 ...