Kursağımda kalandır. Neredeyse her konuda bu böyledir. Yirmilerinin ortasında olan bir genç olarak ağrıma gidiyor. Toplum nazarında iyi bir mesleğe sahip olmama rağmen ev alabilmek gibi bir hayalim kalmadı. Şu yaslarımsa bir arabam olsun desem bin zorlukla belki bir ihtimal. Hayallerimdeki araç mi olur, sanmam. iş kurayım desem yeterli bir çevre yok. Herşey için tırnaklarla kazımak zorunda olmak çok acı. Üstelik insanın ömürlük dostları ve hatta karındaşı bile geleceğe dair büyüme planlarınıza "fazla hayal kurma, olmayabilir" manası taşıyan söylem ve mimiklerinin verdiği rahatsızlık. Kendimde bu potansiyeli görsem de -onların da içten içe gördüklerini biliyorum- bu tavırlarının "yanındakinin kendisinden ileride olmasını istememe" acizliği olduğunu görebiliyorum. insanın en yakınlarının dahi seni geriye çekmek istemesi oldukça can sıkıcı. Misalen bir dost sohbetinde sen şakrak gülerken üç katım maası olan bir dostuma planlarımda bir gelişme olduğu bilgisini vermemle yüzünü kaplayan haset. Ya beni geçerse histerisinin tiksinç yansıması... Yani diyeceğim o ki dostlar, ne pahasına olursa olsun düşmeyin kendinizi, düşük göstermeyin, her daim güçlü olun ki gerçek gibi görünen dostlarınız ancak başarınızı kadere bağlayarak sizi çekiştirebilsin.