demirkırat

entry26 galeri
    23.
  1. 8. bölüm- darbe:

    25 mayıs 1960 günü başbakan menderes ve beraberindeki heyet, eskişehir'e hareket edecekti. menderes, eskişehir'e gitmeden önce tbmm'de dp grubuyla görüştü. görüşmede dp'liler, hükümetin olayları bastırmaktaki yetersizliğini dile getirince menderes, "hepinize teessüf ederim" diyerek toplantıyı terk etti. meclisin ardından çankaya köşküne giden menderes, burada genelkurmay başkanı rüştü erdelhun ile görüştü. beklenmeyen bu görüşme, kimi spekülasyonlara yol açmış, bayar'ın erdelhun'a başbakanlık teklif ettiği bile söylenmişti. erdelhun'un talebi, sıkıyönetimin yetkilerinin artırılmasıydı. istenen, bir tür yarı askeri rejimdi. menderes kesin bir karara varmadan köşkten ayrıldı ve eskişehir'e doğru yola çıktı.

    menderes eskişehir'e doğru yol alırken cuntacılar da yavaş yavaş harekete geçtiler. bu arada erdelhun, ordudaki kaynamanın önüne geçmek için üst rütbeli komutanları 26 mayıs 1960 günü genelkurmay başkanlığının sinema salonunda toplayıp bir konuşma yaptı. ordunun hükümete bağlı olduğunu, tüm yetkilerin kendisinde bulunduğunu söyleyen erdelhun, toplantının ardından cumhurbaşkanı bayar'a giderek ordunun hükümete bağlılık mesajını iletti.

    darbe makinesi 26 mayıs günü öğle saatlerinde çalışmaya başladı. darbenin karargahı ankara'da kara harp okuluydu. istanbul'da ise binbaşı ahmet yıldız, harekatı sıkıyönetim idare merkezinden yönetecekti. çankaya köşkünde cumhurbaşkanlığı muhafız alay komutanı albay osman köksal, bayar'ı tutuklamak için işaret bekliyordu. eskişehir'de ise hava albay muhsin batur, akşam saatlerinde kendisine iletilen gizli bir emirle menderes ve beraberindekileri tutuklamak için tertibat almıştı. artık her şey hazırdı. gece yarısından sonra, sabaha karşı harekete geçilecekti. ancak, harekatın ne kadar başarıya ulaşabileceği kuşkuluydu. elde güvenebilecek yegane birlik olarak kara harp okulu görünüyordu. merkez komutanlığı gibi kimi birliklerin direnişe geçmeleri de son derece olasıydı. 26 mayıs'ı 27 mayıs'a bağlayan gece, işte böyle bilinmezliklerle doluydu.

    günün ilk saatlerinde istanbul'da zırhlı birlikler hareketlendi. saat 03:00'te ise kara harp okulundan dört ekip çıktı. ilk görev, ankara merkez komutanının teslim alınmasıydı. gece uykusundan uyandırılan merkez komutanı, direnmek yerine telefonla astlarını aradı ve harekata katılma emri verdi. en önemli güçlük böylece aşılmıştı. ancak, orduevindeki komutanları teslim almaya gelen ekip direnmeyle karşılaşınca ateş açmak zorunda kaldı. bu arada yenişehir ve ulus taraflarında da çatışmalar çıkmış, teğmen ali ihsan kalmaz yaşamını yitirmişti.

    başkentteki askeri hedefler, çok kısa bir süre içerisinde ele geçirilmişti. sırada sivil hedefler vardı. bu hedeflerin başında da radyo binası geliyordu. harekatın duyurulması için radyoya gereksinim vardı. radyoevini ele geçirmekle görevli subay ise kurmay albay alpaslan türkeş'ti. türkeş, bir bölümünü orada tamamladığı darbe bildirisini radyodan okumaya başladı. okunan bildiride türk silahlı kuvvetleri'nin ülke yönetimine el koyduğu ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği bildiriliyordu. harekat, böylelikle tsk'ye mal edilmişti. hemen ardından anadolu'daki ordu komutanlarının da harekata katılmalarının sağlanması için harekete geçildi. darbenin başındaki isim tümgeneral cemal madanoğlu'ydu, ancak tümgeneral rütbesindeki bir askerin orgeneral rütbesindeki ordu komutanlarına hükmetmesi olanaksızdı. madanoğlu, ordu komutanlarına liderlerinin kara kuvvetleri komutanı cemal gürsel olduğunu söyleyince komutanlar harekata katılmaya razı oldular. böylece önemli bir güçlük daha aşılmıştı.

    harekat başladıktan kısa bir süre sonra hemen hemen bütün dp'liler ele geçirilmişti. yalnız, eskişehir'deki başbakan menderes ile çankaya'daki cumhurbaşkanı bayar yakalanamamıştı. darbecilerden yarbay sezai okan, çankaya köşkünü arayıp bayar'ın yaver'i mustafa tayyar'a sert bir ültimatom verdi. bayar'ın 45 dakika içerisinde teslim olması isteniyor, teslim olmazsa çankaya köşkünün havaya uçurulacağı dile getiriliyordu. oysa bayar'ın teslim olmaya niyeti yoktu. direnmeyi, gerekirse ölmeyi düşünüyordu. oysa başkentteki bütün mevziler düşmüş, elde sadece çankaya köşkü kalmıştı. bayar, muhafız alay komutanı osman köksal'a muhafız alayının direnme olanaklarını soruyordu. oysa köksal, bayar'ı korumakla değil, teslim almakla görevliydi. bu yüzden bayar'a yanlış yanıtlar veriyor, eldeki olanakların bir direnişe uygun olmadığını söylüyordu. bayar, albay köksal'ın da darbecilerin içinde olduğunu biraz sonra öğrendi. silahına sarıldı. kendisini teslim almaya gelen askerlerle vuruşacak, son kurşunu da kafasına sıkacaktı. 05:30'da general burhanettin uluç komutasındaki bir grup asker, kendisini teslim almaya geldiğinde teslim olmayı reddetti. tabancasını şakağına dayamış, ancak silah patlamadan üzerine atılan askerlerce kurtarılıp enterne edilmişti. ne olmuşsa olsun, devrik cumhurbaşkanı bayar, çatışma düşüncesinden son anda caymıştı. böylece ankara'daki tüm mevziler düşmüş, cumhurbaşkanı bayar dahil tüm dp kadrosu ele geçirilmişti. artık geriye sadece eskişehir'deki menderes ve ekibi kalmıştı.

    darbe haberini eskişehir'de alan menderes ve beraberindeki heyet, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte eskişehir'den ayrıldı. bir an önce sığınabileceği güvenli bir yere geçmek istiyordu. onları ele geçirmekle görevli hava albay muhsin batur, hemen devrik başbakanın yerini belirlemek için uçaklar kaldırdı. menderes'in kütahya yönüne doğru hareket ettiği belirlenince kütahya'daki hava er eğitim tugayı komutanı aranarak menderes ve beraberindeki heyetin alıkonulması istendi. kütahya'ya varan devrik başbakan ve beraberindekiler, derhal valiliğe gitti. menderes, valilikteyken birkaç yeri arayıp haber almaya çalışsa da başarılı olamadı; her yer duvar gibi sessizdi. menderes ve beraberindeki heyet, bir süre sonra valilikten ayrılıp tugay komutanlığına gitti. bu sırada tugay komutanlığına yanında bir grup askerle birlikte gelen albay muhsin batur, menderes'e tutuklama kararı olduğunu bildirdi. devrik başbakan menderes ve maliye bakanı hasan polatkan, bir askeri uçağa bindirilerek kütahya'dan ankara'ya doğru yola çıkarıldı.

    menderes, üzgün ve bitkin bir halde, devamlı sigara içiyordu. bununla birlikte gayet sakin ve çevresindekilere karşı nazik davranıyordu. polatkan ise korkudan aklını yitirecek gibiydi. bu arada uçak ankara'ya gelirken darbenin liderinin cemal gürsel olduğu, bir askeri uçakla izmir'den ankara'ya getirildiği ilan edilmişti. devirenlerin lideri ile devrilenlerin lideri havada karşılaşıyordu. artık türkiye'de yeni bir dönem başlıyordu.

    anlatanlar: rıfkı salim burçak, aydın menderes, muhsin batur, ercüment yavuzalp, suphi karaman, altemur kılıç, cemal madanoğlu, alpaslan türkeş, mustafa tayyar, metin toker, hayrettin erkmen, mükerrem sarol.
    0 ...