Borderline kişilik bozukluğu (BPD), duyguların, düşüncelerin ve ilişkilerin kaotik bir şekilde hızla değiştiği bir ruhsal rahatsızlık olarak tanımlanabilir. Hayatınızda derin bir duygusal yaraya sebep olmuşsa ya da bir yakınınızda bu bozukluğu görmüşseniz, ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.
Dışarıdan bakıldığında, BPD’li biri yoğun bir sevgiyle sizi sarıp sarmalar. ilk başta "Bu kadar tutkulu biri daha olamaz!" dersiniz. Ama sonra, ansızın, bir fırtına kopar. Sizi bir an cennete çıkaran kişi, birkaç saat sonra en kötü düşmanınız oluverir. Onlar için siyah ya da beyaz vardır; arası yoktur. Ya taparcasına severler ya da bir anda sizi değersiz görürler. Çoğu zaman, bu geçişlerin sebebini bile anlamazsınız.
BPD’li biriyle ilişki, sürekli olarak diken üstünde yürümek gibidir. Bir gün size taparcasına bağlı hissederken, ertesi gün sebepsiz yere nefret ettiklerini hissettirirler. Duygusal yaraları derindir ve bunlar genellikle çocukluktan gelen, iyileşmemiş travmaların izidir. Bu travmalar, onları terk edilme korkusuyla yaşamaya iter. Her an terk edilecekmiş gibi hissederler ve bu korku, ani öfke patlamalarına ya da dramatik duygusal tepkilere yol açabilir.
işin en acı kısmı, aslında tüm bu yıkıcı davranışlarının altında inanılmaz bir yalnızlık ve çaresizlik yatıyor. istemedikleri halde sevdiklerini itiyorlar. Kendilerini sevilmeye değer hissetmedikleri için, terk edilmemek adına önce onlar terk ediyor. Aslında tek istedikleri, derinlerdeki bu sevgi ve kabul açlığını dolduracak birini bulmak. Ama ne yazık ki bu bozukluk, onları kendilerinden ve sevdiklerinden uzaklaştırıyor.
BPD’yi anlamak zor, yaşamaksa çok daha zor. Hem onların hem de çevresindeki insanların yıprandığı bir savaş bu. Ama işte tam da bu yüzden, bir parça olsun empati gösterebilmek ve profesyonel yardım almak, bu döngüden çıkmanın tek yolu olabilir.