zaman zaman yanıma gelip "abi nasıl bu kadar karizmatik, çekici, cool ve iş bitiricisin.
götürdüğün, kaldırdığın, uyruk kemiklerinde bal çektiğin karının kızın hesabı yok, tam bi
sevicisin, ya bize de öğretsene şu yollara, allahın adını veriyorum abi" diyerek bana yanaşan tıfıl
gençlere verdiğim en önemli öğütlerden biri.
günümüzde bekar kadınların durumu erkeklere göre çok daha vahim. bu gerçeğin farkına varalım. halk arasında "abazan", "sevgilisi olmayan", "boşta" kalmış kesim erkek gibi görülse de, kadınların totalde hem ruhsal hem de sosyal kayıpları yaşantılarını derinden sarsacak nitelikte.
evet, özellikle 23-24 yaşını geçen kadınlar bir anda paniğe kapılıyor. anaçlık güdüleri
sıkıştırırken öbür yandan da tek tük evlenen arkadaşları üzerlerindeki baskıyı iyice artıyor.
üniversiteye bitirip iş hayatına atılmak, kariyer yapmak gibi zamanında kurdukları hayallerinin
anlamsızlığını kavrıyorlar. ve ellerinde tutunacak dal kalmıyor. birini arıyorlar, sadece birini,
hayatlarındaki bu olmamışlığı, amaçsızlığı, onun kapatacağını sanıyorlar.
bakın, şu an, 24-28 yaş arasında, ki bu yaş sınırını daha da yukarı çekebiliriz, muazzam
"sevgi", "aşk" açlığı çeken yalnız kadın var. bunlar derhal çift haline gelmek istiyor. kadın
ruhu sürekli arayış içindedir. eee okul bitti, iş hayatı çözüldü, eeeee artık gidecek bir yer yok!
ve de etrafta adam gibi erkek yok. üniversitede ya da daha önceleri çok görünen o hoş,
evlenilecek tipler, şimdi birdenbire yok oldu, ahhh bebişlerim yazık size. bizi kim hoplatıcak diye tir tir titriyorsunuz di mi? yok o eski artist halleriniz. yaşıtınız erkeklere bakmamak filan azizim, nerden nereye... birkaç sene sonra iyice pörsüyecek, hepten çöp haline geleceksiniz. vaktiniz az. birine atmanız lazım kapağı.
sadece kendinize güveneceksiniz. hepsi bu. bir kadınla tanıştığınızda "yok hangi okulu bitirdin,
işler nasıl, sevdiğim kitaplar ne, okuyorsa hangi dersleri alıyorsun," falan fıstık. böyle klişe
konuşup, birbirinize aralarda salak salak tebessüme ediyorsanız allah belanızı versin lan. ağır, duygusal, hassas görünmeye çalışıyorsanız da götünüze koyayım. salak mısınız lan siz? bunlar ne böyle? cool olun cool. iz bırakın. alaycı bir kimliğiniz olsun yeter. ilk andan ezin onu.
bakın gençler, storylere "aşkım canım, sevgilim şu oldu bu oldu seni özledim :("
yazan, birlikte olduğu erkeği mesajlara boğan, üzerine yapışan, sözlükte bile bık bık ederek aşkını cümle alem bilsen diye dolanan bir sürü hatun görüyorsunuz dimi, işte bu, işte olay bu.kapanın elinde kalıyor artık kaliteli erkekler. ve şanslı azınlıktan olduklarını göstermeye çalıyor haspalar.
savunmasızlar... gençlik gidiyor elden ve artık önlerinde fazla seçenek yok... kimi bulsalar aşık
olacak haldeler. ulan ne sığırlara yavrum birtanem çekiyorlar hesap edin. ve siz bu kadınların yanında kasılıyor, acaba ilk buluşmada şunu mu yapsam, mesajın sonu şöyle bitti kötü mü olur, tanıştığımızda elini fazla mı sıktım, sikik sikik mevzular düşünüyor, lafı dolandıkça dolandırıyor, alanen oynuyorsunuz. yapmayın. unutmayın ki onun sizden çok aşka ihtiyacı var. güçlü olan sizsiniz itler.
ve siz kadınlar, evet siz, içlerinizden bazıları bu düşmüş hallerini rağmen hala sıkıyor, kasıyor,
gülşen bubikoğlu havasına bürünmeye çalışıyor. geçti lan sizden, haddinizi bilin, iki tarafın da
aşka ihtiyacı var işte, yeter rol, hesap yaptığınız, "ya buna ilk günden şunu demeyim, şöyle olur,
beni hafif sanmasın onu yaparsan, v.s," bırakın artık bu ayakları. rahat olun. kaybedecek bir
şeyiniz kalmadı artık. verin kurtulun.