bugün

iyi geceler sözlük

iyi geceler sözlük.
biraz içimi dökeceğim bir entry olacak.

nasıl hissettiğimi bilmiyorum. hayatım boyunca direndiğim renkli reçete ilaçlarına 4 gün önce başlamak zorunda kaldım. en azından dozu az, "sakinleştirici" adı altında içiyorum.
hemen etki etmez diyorlar ama ben içim bomboş gibi hissediyorum. hissiz, dümdüz, ot gibi.
dışarıdan baktığınızda keyfim yerinde gibi duruyor. hatta bir hayli eğleniyora benziyorum.
dişlerimi sıkarak uyuduğumu, sıkarak uyandığımı hesaba katmazsak. ya da asla uyumadığımı...

hayatımda çok insanın kalbini kırdım. hiç birinde aslında niyetim bu değildi. hatta olabildiğince iyi biri olmaya çalıştım her zaman. saf iyiliğin var olduğuna inanırım.
ama sanıyorum ki tüm kırıklar birleşti ve bir hançerde toplandı. o hançer de 1 senedir benim kalbimde saplanmış olarak duruyor.
önceleri yavaş yavaş delmeye başladı, o yüzden fark edemedim. milim milim, hissettirmeden deldi derimi.
etimi, damarlarımı parçalayarak devam etti. kalbime ulaştığında fark etmiştim ama artık her şey için çok geçti. çıkartamadım. her gün kanasa da çıkaramadım onu.

soğuktan titreyerek, tek başıma koltuklarda uyudum. ağlayarak daldım uykuya, ağlayarak uyandım. yürürken ağladım, vapurda ağladım, takside ağladım, yemek yerken ağladım, çalışırken ağladım.
ağlamaktan gözlerimin altı mosmor olana kadar, çarpıntılarım tutana kadar, anksiyete krizleri geçirene kadar işkence ettim kendime.

umut, yer yüzünde insana verilmiş en büyük lanettir.
eskisi gibi olma, işleri yoluna koyma umuduyla her yeni güne hayallerle başlayıp, yastığa başımı hayal kırıklığı ile koyarken, yalnızlık bile sarılmadı bana. hücrelerim bile terk etti beni.

hayatımda göstermediğim anlayışı gösterip, yapmayacağım kadar çok alttan almayı yapıp, sonunda bataklığın içinde kendimi bulmayı ben de beklemiyordum.
insan çok aşık olmayagörsün, elini ayağını nereye koyacağını şaşırıyor. dünyanın en aptal insanına, en kör insanına dönüşüyor.

tek istediğim şey mutlu olmaktı. olmadı.
onun yerine kahroldum. paramparça oldum. tuzla buz oldum.

ağladığım hiçbir anın hakkını helal etmiyorum.
yalnızlaştırıldığım, değersizleştirildiğim, arkalara atıldığım hiçbir anın hakkını helal etmiyorum.
etmeyeceğim.