bugün

bal porsuğu

yalnızlığıyla meşhur bir hayvandır. korkusuz olmasıyla da meşhurdur fakat ben onun kendi kendisine yetebilme yetenekleriyle ilgileniyorum.

söyleyince komik geliyor ama benzemeye çalıştığım hayvanlardan biri. 14 18 aylık iken annesinden ayrılır ve bir daha anne yüzü görmez. tek eşli bir yapısı yoktur, bu nedenle eşine bile bağlanmaz. çocuk yapar ve çocukla erkek bal porsuğu hiç ilgilenmez (bu kısımlarıyla benzemeye çalışmıyorum tabii * .

annesinden yeni ayrılanları hayatı keşfede keşfede avlanmayı öğrenir. akrep görür iğnesini bilmez, yılan görür koklamaya çalışır vs.

hızlı öğrenir, biraz öğrenmek de zorundadır çünkü yüksek hızda çalışan bir metabolizma bundan dolayı sürekli enerjiye ihtiyaç duymaktadır. etçil beslendiğinden ötürü sürekli av peşinde zamanını geçirir.

fiziksel özellikleri yerinde olsa da pek çok acıya karşı da dayanabilen, azimli bir hayvandır bal porsuğu. acı çeker ama dinlenecek lüksü pek yoktur lakin bir sonraki yemek vakti uzakta değildir. hayata çalışmaya gelmiş desek yeridir denebilir. bunun tam karşıtı denebilecek koalalar ise kebap bir hayat sürer. yavaş hareket eder, düşük hızda metabolizma onları az acıktırır, ve otçul beslenirler.

bence insan da hayata biraz bal porsuğu gibi bakabilmeli. birine bağımlı olmadan yaşayabilen, kendi kendisine yetebilmeyi becerebilen, çabalayan ve pes etmeyen...