bugün

gecenin derinlerinden öyküler

Fotoğrafı elime alıp baktığımda, yürüyüş yaptığım yolun sol tarafında tepede kalan kulübe tipi bir yer vardı, onun fotoğrafı olduğunu gördüm. Arkasındaki notta ise bu akşam ondan sonra burada buluşalım.

Ne hissedeceğimi bilemiyordum. Belki korkmalıydım. Ya da tedirgin olmalıydım. Biraz şaşkınlıktan sonra kimin koyabileceği aklıma geldi. Fakat o saatte hava kararıyor ve bu bölge tehlikeli hale geliyordu. Çünkü hiçbir ışık kaynağı yok ay ışığı dışında. Birilerine haber etsem mi diye düşünürken kendi kendime güldüm. Kime haber edecektim ki, yanımda kim vardı. Bunu düşündüğümde tamamıyle o saate odaklandım.

Saat yaklaştığında el fenerini alıp yavaş yavaş yürümeye başladım. Bu saatlerde ya da hava karardıktan sonra hiç gelmemiştim. Ürpertici bir tarafı varmış. Özellikle de hayvanların seslerini duyunca. Bir yandan da soğuk artmış rüzgar sertleşmiş iliklerime kadar işliyordu.

Yorgun hissediyordum. Son bir haftadır gücümün iyiden iyiye azaldığının farkındaydım. Ama şu an bunu daha net anlıyordum. En sonunda tepeye çıktım ve beklemeye başladım. Beklerken, tüh sigara içiyor olsaydım en azından vakit daha hızlı akardı diye güldüm kendi kendime. Daha vardı çünkü söylediği saate.

Aradan yirmi dakika geçmişken birinin olduğum tarafa geldiğini gördüm. Beklediğim kişi miydi bunu bilmiyordum. O yüzden kulübenin içine girdim. Adımlar yavaş yavaş yaklaşıp kapıya geldiğinde b'nin yanındaki kızı gördüm.

R: demek sendin o
M: evet, b bilmiyor buraya geldiğimi
R: büyük bir suç bu o zaman(gülerek)
M: bilmemesi daha iyi( tebessüm ederek)
R: neden çağırdın buraya, bu saatte çağırmanı az çok anlayabiliyorum çünkü
M: kulaklığın yok bu sefer kulağında
R: ne? ( Anlam verememistim bu söze)
M: ( gözlerini bana dikerek) kulaklığından duyduğum müzikler dikkatimi çekmişti. Pek kimsenin dinlemeyeceği türden şeylerdi. Ama ben biliyordum tabi.( Tebessüm etti) sonra seni izlemeye başladım. Farkında değildin. Çok da takip edemiyordum çünkü belli yerler dışında dışarı çıkmıyordun.

Kimseye de soramadım seni çünkü kimseye kendini açmıyordun. Herkesten uzaktın. Çoğu zaman kendinden bile.

R: ( gülerek) beni sapık gibi takip eden bir hayranım olduğunu bilmiyordum, neden o yürüyüşlerde tanışmaya çalışmadın ki, sık sık birbirimizin yanından geçiyorduk.

M: ( bir anda yüzü ciddileşti) ilk gördüğüm zamanlardaki enerjin ile sonrakiler aynı değildi. ilk başta tanışmak istemiştim. Doğru. Ama sonra durum farklı boyuta geldi. B ile de o zaman paylaştım durumu. O benden farklı, sinir uçları ile oynamayı, insanları uğraştırmayı sever benim aksime. Fark etmişsindir tanıştığınızda.

R: ( yüzümdeki ifade düşüp, ciddi bir şekilde) farklı bir boyut derken?
M: çevrendeki insanlar ve sen farkında değildin. Ama hem kendine hem de onlara zararlı bir hale gelmeye başlamıştın . Çünkü parçalanıyordun, duyguların ve hislerin. Enerjin günden güne düşüyordu. Gücün vardı ama bu güç seni parçalamaya ve öfkelendirmeye itiyordu. Her geçen gün daha da güçleniyordu. Baskılamaya çalışmana rağmen. Ruhsuz birine dönüyordun. Acı çekiyordun, deliriyordun ama hissetmiyordun.

En sonunda senin dikkatini çekmemiz gerektiğini anladım. B ile de konuştum bunu ve senin göreceğin zamanları belirledik. Yani o saatler rastgele değildi. Ve bizi izlediğini gördükten sonra bu yürüyüşlere başladık. Ve sonra yine seni takip etmeye devam ettim, bir değişim vardı. Bunu bekliyordum.( Tebessüm ederek) fakat sonra dikkatin yine dağıldı. Daha kötüye gittiğini gördüm. Ve sonrasını biliyorsun karşına çıkmak zorunda kaldım.

R: ( zihnin bulanmış gibiydi) bu nasıl olabilir, bu dıştan görebileceğin bir şey değil hele de benim gibi biri için
M: cevap vermedi
R: hem b her şeyi biliyor ise neden ondan sallayarak geldin buraya
M: çünkü bana zarar verme ihtimalini biliyor, bunları anlattığımda ruhundaki o gücün tetiklenecegini biliyor. Ama ben korkmuyorum! ( Vurgulayarak söylemişti bunu) ( göz bebeklerinin rengi değişmişti)
R: ( yerimden kalkıp m'nin önünde durdum ve boğazını eliyle sıkıp duvara yasladım) sana zarar vermeyeceğimi düşündüren bu cesareti sana veren ne?
M:( o gücün tetiklendiginin farkındaydı) ( zor nefes alır bir halde) çünkü bana zarar vermek istemiyorsun bunu ikimiz de biliyoruz.
Bu sözünden sonra parmaklarımın sıkılığı çok daha fazla artti ve damarlarının ne kadar zorlandığını hissetmeye başladım...