aşı ve sars-cov-2 tartışmalarının (aşı karşıtlığının) altında yatan ve aşılara karşı negatif tutum sergilenmesinin nedeni sars-cov-2 virüsünün (korona virüs tanımlaması yanlıştır. korona virüs bir virüs ailesi-topluluğudur desek yanlış olmaz. tüm korona virüsler sars-cov-2 değildir. sıcaktan bunalıp güneşe ateş eden adanalı gibi her adanalı güneşe ateş etmez) yapay olarak insan üretimi, laboratuvarda üretilmiş, komplo teorileri, felaket senaryoları söylemi ile sars-cov-2 algısı üzerine aşı algısı negatif olarak (mrna aşılar) insanlara empoze edilmiştir.
aslında medya da yapılan açıklamalar, toplu gösteriler, protestolar bu sars-cov-2 virüsünün yapay olarak laboratuvar üretimi insan yapımı söylemi, aşı karşıtlığı, mrna aşı tartışmaları, bu açıklama-tutumlara bakınca; yapılanlar akıl, etik değerler, bilimsel gerçekler dışında olup 22 yy cehaletin yüzyılı olacağının ispatı durumlardan biri yaşanmakta.
oysa sars-cov-2 virüsünün inceleme sonucunu scripps research (scripps araştırma enstitüsü-tsri- san diego, kaliforniya'da bulunan enstitü, binlerce bilim insanı, teknisyen, yüksek lisans öğrencisi ve idari ve diğer personeli istihdam eden, yüzlerce laboratuvara sahip olan ve abd'de en büyük özel, kar amacı gütmeyen dünya'da en büyük biyomedikal araştırma kuruluşlarından biri) tulane üniversitesi, sidney üniversitesi, edinburg üniversitesi, columbia üniversitesinden bilim insanları ortak araştırma sonuçlarını "the proximal origin of sars-cov-2 (sars-cov-2’nin en olası kökeni)" makale olarak açıkladı.
bu araştırma sonucu olarak yayınlanan makale hakem heyetli, sonuçların fizyolojik uygunluğuna dair doğrudan kanıtlarla desteklenmiş araştırmaları yayınlayan nature medicine gibi tıp dergilerinde yayınlanmıştır. https://www.nature.com/articles/s41591-020-0820-9
bu vb araştırmaların ortaya çıkardığı sonucu basit olarak anlatmak gerekirse şunu bize anlatıyor; sars-cov-2 insan yapımı, laboratuvar ortamında hazırlanmış bir virüs değildir.
Eğer birileri hastalık oluşturan yeni bir koronavirüs üretmeye çalışsaydı, hastalığa yol açtığı bilinen bir virüsün omurgasını kullanarak bunu yapardı.
Ancak bilim insanları, SARS-CoV-2 omurgasının bilinen mevcut koronavirüslerin omurgasından önemli ölçüde farklı olduğunu ve yarasalarla karıncayiyenlerde bulunan ilişkili virüslere daha çok benzediğini buldular.
Virüsün bu iki özelliği, yani S proteininin rbd kısmındaki mutasyonlar ve kendine özgü bir omurgası olması, SARS-CoV-2’nin laboratuvarda oynanarak üretilme olasılığını ortadan kaldırıyor.
ne olmuş ki canım, s proteni rbd (receptor binding domain) ve omurga olarak insanları hasta edecek öldürecek şekilde yapay olarak üretilmiş olamaz mı derseniz olamaz ve şu an ki teknolojiyle imkansız.
600 milyon yıl süren süreçle ortaya çıkan oluşan yaşamı düşünürseniz şu an laboratur ortamında sıfırdan insan yapmak-yaratmak gibi bir şey mümkün demek gibidir.
sadece insanlarda 20 civarında (çeşit) korona virüs vardır. hayvanlarda olan korona virüsler de düşünülürse...
üstelik bu virüsler canlılar arasında bulaşı transfer sonunda mutasyonlara uğruyor ve enfekte olduğu yapıya göre virüs kendini yapılandırıyor. bunun için virüsler aynı kalmıyor, değişime uğruyor, örn: develerden insana bulaşan korona virüs ailesinden olan mers-mers cov- hcov emc-2c emc süreci geçiren korona virüsün insanda olan beta koronavirüs haline gelmesi.