bugün

türk silahlı kuvvetleri

her zaman resmi ideoloji tarafından her nedense zihinlerimize devletin bir kurumu ona bağlı bir örgüt olmaktan çok onun sahibiymiş gibi kazınmış,bir mensubunun oğlu bulunduğum kurum.hiçbir zaman dışarıdan göründüğü kadar güvenilir,ya da dürüst değildir,olmamıştır olmayacaktır.çünkü çoğunlukla,hakikaten tek kaygısı vatanın bekası olan yöneticiler yerine,kişisel çıkarlarını ön planda tutan,ihaleci kişilerin egemenliği altına girmiş,türkiye cumhuriyeti tarihinde,1960 ve 1980'de iki kara iz bırakmış(her ne kadar 60 anayasası bu ülkenin görmüş olduğu en özgürlükçü ve liberali olarak bilinse ve kabul edilse,ve menderesin ve dpnin göstermiş olduğu yönetim tartışmaya açık olsa da bu halkın özgür iradesine karşı işlenmiş bir cinayettir)ancak yine de körü körüne ağlaşan ve taassupta yobaz diye tanımlanan kesimden hiç de geri kalmayan koyu kemalistlerin "ithal rejim tehdidi(!)ne karşı"(böyle bir tehditin "kapitalist" amerika menşeili sermayeli 80 sonrası kabuk değiştirmiş görünüşleri ve tavırları kadar imanları da sahte eski ülkücülerden beklenmesi de ayrı bir ironi ve gülünç kaynağıdır) daima bir kale gibi gördükleri türk silahlı kuvvetleri.