Yahu ülkedeki bütün milli değerleri, bütün devlet kurumlarını yabancılara sattıktan sonra utanmadan bir de Erdoğan'ın emperyalizme karşı durduğunu savunmak nasıl bir akıl tutulmasıdır bilemedim ama kimse salak değil. Bu safsataları kendi koyunlarınıza anlatın.
Tekel, şu anda British American Tabacco'nun kurumu değil mi?
Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasını 50 milyon dolar için araplara devretmediniz mi?
Telekom'u Lübnan'lu bir dolandırıcıya satıp zarar etmedik mi? Adam resmen koca ülkeyi dolandırıp kaçtı.
Japonya'ya bile kağıt ihraç eden Seka'yı kapatıp tuvalet kağıdını bile ihraç eder hale gelmedik mi? Seka kapatılmadan önce 1 top A4'ü 6 TL'den alırken şu an indirimli 18 lira.
Şeker Fabrikaları'na ne demeli. Bir iktidar düşünün ki kendi şeker pancarı üreticisini adeta yok etmek amacı ile ülkedeki şeker fabrikalarını kapatıp yurt dışından mısır şurubu ithalatının kolaylaştırılması için çalışıyor.
Bu kadar fabrikayı kapatıp ardından özel sektöre istihdam baskısı yapacak kadar dengesiz bir iç siyasi yönetim.
Sümerbank'ı özelleştirmedi mi bu iktidar?
Dünyanın her yerinde ülkenin milli ve özel bankaları özelleştirilebilir. Ama bunun bir üst sınırı vardır. Bu aralık da % 25 - 30 arasındadır. Bizim bankalarımızın en az % 50'si satıldı. Bu kadar milliyiz de ne diye satıldı bankalarımız.
Limanlarımıza ne demeli?
Mersin limanımızın %50'si Singapurluların, % 40'ı ise Avustralyalıların.
Kocaeli Yarımca Limanımızın % 100'ü Dubai'lilerin.
Aliağa Limanı'nın % 70'i Azeri Socar, %30'u Goldman Sachs Şirketinin.
Beylikdüzü Kumport Limanı'nın % 35'i Umman Devlet Fonu, % 70'i Cosco PAsific Şirketinin
Tekirdağ Asyaport Limanımızın % 70'i yabancıların.
Bunlar yalan mı?
Yalan değilse bu nasıl millileşme.
Ya yanlışın en büyüklerinden birinin yapıldığı ormanlarımıza ne demeli.
Bu sene kaç hektar orman kaybettik.
Yangın söndürme uçağı almama inadından ve Türk Hava Kurumu'nu tamamen yok etme hırsından.
Bu yanan ormanlarımızın yerine daha önce olduğu gibi oteller mi açılacak?
Bunlar say say bitmez... Hala da emperyalizme karşı duruş yaptığını söyleyebilmek ne büyük bir yanılgıdır.
Emperyalizme karşı durduğunu iddia ettiğin Tayyip Erdoğan ABD ikinci körfez harekatı olarak nitelendirilen Irak'ın talan edilmesi için ABD askerlerinin Mersin'den ülkemize girmesi için ne çok uğraşmıştı hatırla. Meclis izin vermemişti ve arkasından ABD Irak'ı yok etmek için başka bir yol bulmuşlardı. Tabii arkasından askerlerimizin başına çuval da geçirilmişti. Hey gidi emperyalizm karşıtı iktidarımız hey gidi. Nasıl da aslanlar gibi olayın üstü kapatılmış, açık yara kaşınmamıştı.
Yüzyıllardan beri Türk toprağı olarak kabul edilen Süleyman Şah Türbesi'nin de apar topar taşınması da ayrı hikaye...
Ama ya Sabiha Gökçen Havalimanı'nın malezyalılar tarafından işletilmesine ne demeli?
Düşünün ki tüm kuvvetler iktidarın elinde olmasına rağmen bütün bunlardan haberimiz oluyor. Bir de iktidar değiştiğini düşünün. Türkiye'ye 20 yıl yetecek kadar yolsuzluk, hortumlama haberi duyulacağına eminim.
Ama en büyük darbe ifade özgürlüğüne oldu. Cumhurbaşkanına hakaretten açılan 10 binlerce kovuşturma ve dava. Sekteye uğratılan adalet sistemi.
Ülkesinde dürüst, ilkeli ve adil bir ortam bulabileceği umudunu yitirerek yurt dışına kaçan binlerce yetkin beyin. Onca yetişmiş insan. Bu ülkenin gerçek gelecekleri şu anda eloğlunun başarısı için çalışıyor. Biz onların başarılarını buruk kutlayacağız hep. Keşfettikleri, buldukları , ürettiklerini milyonlarca euro ödeyerek alacağız. Tıpkı Biotech aşısında olduğu gibi.
Emperyalizmin en çok kucağına oturan iktidar varsa o da şu anki iktidardır. Hala 15 yıl önceki masallarla ancak sınırlı sayıda insanı etkileyebilirsin.
Başlık da ayrı bir iğrenç ama yazmaya sıkıldım artık.