Mevsim normallerinin dışında seyreden güneşli güzel bir çarşamba sabahından herkese mutlu huzurlu sabahlar.
Kötü ve zalimlere tez zamanda akıl, fikir.
Şu anda işte, yolda ya da mışıl mışıl uyuduğu yatağında milyarlarca kişi var. Hepsinin ayrı gamı ayrı dertleri var. Kimi yüreğinde nicelerini öldürmüş, kimi yüreğinde nicelerini büyütmüş, kimisinin yüreğini hüzün kuşatmış. Birilerinin acıları çoktan yüreğinden beynine sızmış. Birilerinin beyni gelecek ayın kredi taksidi/faturalar/kira için meşgul.
Sonuçta hepsi insan. Hepsinin duyguları, umutları var. Hepsi kâh gülüyor, kâh üzülüyor. Hepsine kucak dolusu iyi dilekler.
Birileri diyor ki tüm ana kara, akarsular, dağlar-tepeler bizim. Bu dünyada gelip geçici olmam bir şey ifade etmez. Soyum şanım ilelebet hüküm sürecek.
Birileri de diyor ki işte bu erik ağacı benim. Bu ağacı ben diktim, suladım, büyüttüm. Meyvelerini konu komşu yesin ben hakkımdan varsın imtina edeyim. Nihayetinde bu ağaç bir yalancı bahara aldanmaz ise benden uzun yaşayacak.
Bir ingiliz vatandaşı temel ihtiyaçları harici hayatını nasıl ikame ettirir bilmiyorum. Ama Liberya’nın dünyanın en yoksul ve en çok sömürülen ülkesi olduğunu biliyorum.
Ben erik yeme hakkımdan komşum için imtina ettiğime göre Liberya hangi komşusu için bunca hakkından imtina etti?
Kudüs’de senelerdir süren bir kargaşa var. Bir taraftan “Ezan” sesleri, diğer taraftan “Shema Yisrael” serzenişleri.. istiyorum ki bir toprak parçasında herkes inancını hakkıyla yaşayabilsin. Kimse kimseyi inançlarından ötürü öteki konumuna getirmesin. Ezanlarımız dinmesin, haliyle çan sesleri de..
Herkese ve her şeye rağmen kalbine bir çiçeğin kokusunu sığdıran, uzak tepelere dalıp dalıp giden serdengeçtilere çokça iyi dilekler.
“Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.”