yarım kalmak. tutup da serçe parmağımdan öpecek kimsenin kalmaması. kimsenin penceremin kenarına elleriyle civciv getirip sevdirmemesi. artık kimsenin ceviz ayıklayıp paketleyip çantama tıkıştırmaması. her akşam saat beşte çalmayan telefonum. eve dönüşüme kimsenin geri sayım yapmaması. sıkı sıkı sarılamamak tekrar tekrar. ömrümün bir devrinin kapanması. bir daha böyle koşulsuzca böyle yoğun sevilmeyeceğimi bilmenin verdiği ağırlık.