bugün

fatih terim

dünyanın birçok spor servisinde manşette kullanılmış şöyle bir fotoğrafa sahip türk teknik direktördür.
görsel

bazı sevgili dostlarımız bu olayların gerçekleştiği dönemlerde daha doğmamıştı, kimisi ise 3-5 yaşlarındaydı. o dönemde yaşanan bu büyük başarının mimarlarından biri, en önemli detayıydı terim. hayal meyal bile hatırlamadıkları bir destanın tüyler ürpertici heybetinden haberleri olmadıkları için kendisinin bu başarısını her zaman hor görme yoluna gittiler.

bakın tekrar edelim; dünyanın birçok spor servisinde manşette kullanılmış şöyle bir fotoğrafa sahip ‘türk’ teknik direktördür.

türkiye cumhuriyeti vatandaşı, adana nüfusuna kayıtlı bir türk.

evet istiyorsunuz ki türkiye cumhuriyeti vatandaşı, trabzon nüfusuna kayıtlı bir türk’ün de bu fotoğrafı vermesini, verebilmesini. bu güzel bir şey, rekabeti arttırır. ülke sınırları içinde gerçekleşen bu ‘başarı’ yarışı türkiye’nin göğsünü kabartır ama bilmeniz gereken bir şey var.

o dönemde de adı ‘final’ olan bu maça çıkana kadar rakip taraflar bu duruma köstekti, dalga geçtiler, yapamaz dediler, o noktaya çıkamaz dediler. hatta final maçında arsenal ile yapılacak son karşılaşma öncesi şimdiki gibi o zaman da medyada ‘yorumculuk’ yapan bazı fanatik fenerbahçeli, beşiktaşlı yorumcular vardı. bu maçın eşleşmesi gerçekleştiği günden maçın ilk düdüğüne kadar galatasaray’ın ve fatih terim’in artık yolun sonuna geldiğine, türkler için finalin bile büyük bir başarı manasına geldiğini açık açık söylediler. finale çıkmış bir takım ve teknik direktörü için maniplasyon yaptılar.

kısacası, popescu’nun penaltısından sonra herkes sevindi, sanki kendi ülkesinin vatandaşları tarafından hiç küçümsenmemiş, aşağılanmamış gibi fatih terim övüldü.

evet, taraftarlık biraz budur. rakibinin bu noktalarda başarı göstermesini istemezsin, son düdüğe kadar hep elensin, rezil olsun istersin. bu galatasaray’ın da beşiktaş’ın da fenerbahçe’nin de başına teknik direktörleri ile birlikte birçok kez geldi ama 2 kez galatasaray’ın ve teknik direktörünün başına gelmedi, o kupaları kazandılar.

buyrun, kupa orada. 18 senedir her sene gerçekleştirilen bir organizasyonda birileri kazanıyor. kimsenin hangi ülkeden katıldığı ile ilgilenmiyorlar. iyi oynayan gerek avrupa ligi’nde gerek şampiyonlar ligi’nde belli noktalara çıkıyor. galatasaray bunu fatih terim önderliğinde birçok kez yaptı. 2 adet kupa getirdi ve şampiyonlar ligi’nde birçok çeyrek final gördü.

bu adam bu noktaya zembille gelmedi, her zaman karşısında kendi milletinden olanı küçümseyen, yetersiz olduğunu iddia eden yorumcularla boğuştu. aynı ülkeyi temsil eden ülke içi rakip taraftarları tarafından hor görüldü, gerek takımı gerek kendisi. tüm bunlara rağmen başardı, başardığınız zaman karşınızda olanlar da sizinle aynı safta olduğunu farkeder. biz yaşı yetenler bunu fatih terim ve galatasaray sayesinde birçok kez gördük.

umarım birgün ‘sizler’ de görür, deneyimlersiniz.

iyi ki bu takımın futbolcusu, teknik direktörü oldun. sırada taraftarı olduğun bu takımda başkanlık yapmak da var. 1000 sayfalık bir türk futbolu kitabı varsa 800 sayfası senden bahseder.

saygılar.