Doğada doğmuş ve yakalanıp kafese kapatılan saka gibi kuşlar için doğru olan. Çünkü doğadan koparılıp kafese tıkıldıkları için çok acı çekiyorlar. Balık hafızalı değiller. Çok akıllı hayvanlar.
Fakat kafeste doğmuş kuşlar (Papağan, ispinoz türleri...vs) için aynı şeyi söyleyemeyiz. beslediğimiz kuşlar doğada yaşayabilecek kuşlar değil.*
Ancak size şunu temin edebilirim ki kendi adıma kuşumu (muhabbet) uzun süredir kapatmıyorum. Bütün bir yaz kapı pencere açık durdu. Hatta beraber balkonlara çıktık. Hiç uçup gitmedi. Gitmek istese milyon kere giderdi. Akşamdan akşama giriyor kafesine diğer zamanlar hep açık. Hatta ev ahalisinden tenkit alıyorum "bu kuşu neden bu kadar açık bırakıyorsun" diye.
Ve "empati" dediğiniz şey, bir küçük kuşun sorumluluğunu omuzlarınızda hissettiğinizde başlıyor. Şunu da söyleyeyim. herkes benim gibi bağlı değil kuşuna. Onları bir "hayvan" olarak görüyor. Fakat ben kuşumu bir birey olarak görüyorum. Tıpkı bir insana baktığım gibi bakmaya çalışıyorum. Her gün kafesinin tavalarını yıkıyor ve her gün sularını değiştiriyorum. Tüneklerin pis olmamasına kadar özen gösteriyorum. Yapabildiğim kadar bakmaya çalışıyorum. her akşam ninni ile uyutuyorum, her sabah günaydın ile örtüsünü açıyorum. Diğer kuş besleyenler için bir şey söyleyemem fakat inanın ki kuşumla benim aramdaki bağ empatiden çok daha büyük.