- Kıbrıs'tan çekilmedikçe bizi Avrupa Birliği'ne almazlar.
- Bir Kürt devletinin kurulmasına izin vermedikçe bizi Avrupa Birliği'ne almazlar.
- Soykırım iddialarını kabul etmedikçe bizi Avrupa Birliği'ne almazlar.
Yani, Türkiye'nin AB üyeliği ham hayalden ibarettir.
Bakın, Avrupa'nın "islam korkusunu" hiç hesaba katmadım.
Türkiye girerse, bizden Avrupa'ya yönelecek hem mülteci, hem de "ucuz işgücü" akınını da hiç hesaba katmadım.
Türk sermayesi, AB üyeliğini, "para gelecek, çöpleneceğiz" diye ister.
Türk emekçisi de iş bulmak için...
Avrupalı eşek mi, bunun farkında değil mi?
Şunu da unutmayın: Diyelim ki girme aşamasına geldik, bu her ülkede "ayrı ayrı" referanduma sunulacak!
Bir tek, ama bir tek üye ülke bile hayır dese, yandı gülüm keten helva...
Kıbrıs'tan ne yönde bir oy çıkacağını sanıyorsunuz?
Bu iş, olacak iş değildir.
Yıllardır karşılıklı bir komedi oynanıyor.
Onlar, almaya hiç niyetli olmadıkları halde "aldık alacağız" diye bizi oyalıyorlar.
Biz de "girdik giriyoruz" diye kendimizi kandırıyoruz.
Sonra da kızıp delleniyoruz, yok, bunlar bizi galiba almayacaklar...
Neyin ne olduğu bellidir, ne olacağı ve ne olmayacağı da bellidir.
"Almayacaksanız söyleyin, bizi oyalamayın" diyoruz, aldırmıyorlar.
"Vazgeçeriz haa" diye tehdit ediyoruz, buna da aldırmıyorlar.
Avrupa, güçlü Türkiye istemiyor. Kendi başına buyruk üye istemiyor.
Sömürge arıyor.
Buna daha ne kadar tahammül edeceksiniz?