Acı acı tebessüm etmeye neden olan görüntüler.
Hayatı savaş meydanlarında geçmiş, yüzbinlerce düşmanını toprak altına gömmüş ve düşmanları tarafından Nobel Barış ödülüne aday gösterilen, gencecik oğullarını çanakkede kaybeden annelerden şükran mektubu alan, savaştığı tüm düşmanlarından saygı gören bir devlet idaresinden, tüm dostları düşman olan bir devlet idaresine geldik. Nereden nereye...
Unutmadan; sanatın güzelliğin dili Fransızca, felsefe düşüncenin dili Almanca olur. Tüm aristokrat kraliyet aileleri anadilleri Almanca Fransızca değilse ilk önce çocuklarına bu dilleri öğretirler.
Diplomasi de ve sıradan bir ilişki de bile iletişim birbirinizi anlayacağınız duygularınızı düşüncelerinizi en güzel ve anlaşılır bir şekilde ifade edeceğiniz dilde yaparsınız.
Hele ki politika da ve bir devlet ulusu temsil eden insanlar kendi dillerinde tercüman vasıtasıyla konuşması nezaket saygı empati açısından hoş değildir.
Bu cehalet demektir.
Halka açık basın önünde liderler nezaketen bir birilerinin dili ile konuşması jest olarak değil karşınızda ki insana temsil ettiği değerlere önem verdiğiniz anlamına gelir.
Bir başka açıdan da liderler kendi dillerinde değil başka bir dil ile kameralar önünde konuşması ikili sohbet olarak temsil ettiği konum makam harici insani bir durumdur.
Kültür olarak bilgi birikimi, özel hayatlarında yaşamlarında ortak bir dönem vb durum gibi samimiyet gösterisidir.
Konuya dönersek,, kameralar önünde Atatürk'ün ingilizce konuşması ya da ABD li diplomatın Türkçe konuşması diplomasi de bir birilerinin üstünlüğünü kabul etmesi geliştirilmek istenen ilişki de bir taviz konumunda hafiflik olarak yansıtılacaktır.
Politik bir davranış ile iki temsilci tavizkar bir görüntü vermemek adına ortak başka bir dilde samimiyet içinde sohbet etmişlerdir.