konuşmasının tutukluğuyla sanatı arasındaki bağlantıyı çözemedim(bağlantı var da çözemedim değil)
charles chaplin de sübyancı, grup seks meraklısı biriydi ama ruhu şad olsun;
büyük diktatör'ün sonundaki konuşmasını 1940'ta yapabilecek tek insan evladı da oydu.
karşımdaki duvarda ''the kid'' jackie coogan ile beraber elleri koynunda bana bakabilmesinin sebeplerinden biri de budur.
hüseyin turan'a kekeme deyip türkü söylemesini beğenmemeye gerekçe göstermek gibi bu tavrınız.
belki nişantaşı'ndaki odasında umrunda olmayan, kendince hesaplarla ettiği ama iyi de ettiği
ermeni-kürt gerçeği üzerine sözlerine ve bunun tam medeniyetler çatışması sırasında nobelle ödüllendirilmesine kızıyorsunuz.
ama cezası, saldırarak savunması bu olmamalı. o zaman bir lafa bir nobel denklemini kuranlardan farkınız olmaz*.
neyse yazarımız, sokaktan mahrum olarak bir odaya kitaplarla kapatılıp bir süre(onlarca yıl) sonra
çıkınca sentezini tecrübesizce yazan zeki bir beyaz türk****.
beyaz çevresine, zenci hizmetkarlarına, onların ezik tarihine bakıp ailesinin öykündüğü ve asla onlardan olamayacağı batıya;
kafada fes, kıçta deve bilinen doğuyu ebru gibi resim yasağı ürünü sanatlarla, doğunun ahlakını, adaletini, folklorunu
ağzı açık merakla bekleyen batının orta yaşlılarına anlatarak datmin olan ve ödülünü de alan biri.
aslında milliyetçilerin, elini eteğini öpmeleri gereken biri. futbol milli takımının yaptığı,
batıya ezik yüreklerin tamiratının entel muslukçu versiyonu. gödünün çatalı da aşağıda:
beyaz kale'sinin sonunda garip bir savunması vardı. neredeyse ağlayarak ''ben çalmadım''ı ispatlamaya çalışıyordu.
sebebi de, roman tarihinde yer değiştiren karşıt kültür kahramanları sayıp dökmeleriydi sanırım.
başka romanlarında sayfalarca ağır esinlenme iddiaları söz konusuydu.
neyse sinek küçük, lakin bu at sineği hesabı, bende karnesi kötüdür. sanatının özü de doğuyu batıya anlatma çabası.
klasik yenilen ve sonucunda öykünen kompleksi.
milli takım güzel oynamadan maç kazanınca ne kadar sevinirsem orhan pamuk eserlerine de o kadar değer veriyorum.
birimler tutmadı ama idare edin da, orhan pamuk değilem, ben de halimce bedreddinem.
içini hangi söz sanatlarıyla doldurursa doldursun, özü bu diyereek, entarimin başındaki kekeme düşmanı türküsevmezlerin
bir numara büyük hıyarı olduğumu kabul ediyorum ve kendimi dıstayevskimin saralı zihninin kollarına bırakıyorum. kumarbaz da olsa derdi rusyayı batıya anlatma ezikliği değildi*. liboşlara has kişiliksiz güce tapar yalakalığı yoktu yazın peygamberinin**.
rusu rusa anlatırken bizler de nasiplendik; onlarca ezberi zor gavur ismine rağmen.
çünkü derdi*alyoşa'nın, zosima'nın papaz cübbesinin işlemeleri değil, ruhlarıydı.
edit pamuki:
sezarın hakkı sezara. sırf boğazın suları çekilince sırıtan kızkulesi hatırına 4 buçuktan 5 alır; o da bu fikri nereden çaldığı ortaya çıkana kadar.