bugün

josep guardiola

kendisini anlatmak için hakkındaki geçmişi analiz ettim. cruyff'un otobiyografisi ve guardiola'nin biyografisini okudum ve internetten sürekli araştırmalar yaptık.

öncelikle josep guardiola, total futbolu ileri taşımaya çalışmamıştır. paslaşmanın yoğun olduğu, gizli libero gibi yeni denemelerle zaten ayrı bir ekol oluşturmaya çalıştığını gösterdi. ayrıca kendisi cruyff'tan kaptıgı total futbolu birebir uygulamamıştır. guardiola apayrı bir taktisyendir.

barcelona'da bir sezonda 6 kupa kazanan, ilk sezonunda real madrid'i 6-2 yenen takımın kadro mühendisine vasat gibi ithamlarda bulunmak elbette futboldan anlamayan, salon izleyicilerinin yapacağı bir sığlıktır.

guardiola çok kibirli diyenler var hele ki, tamamen yanlış bir söylem. guardiola belki de en mütevazi td'lerden biridir. kibirli teknik direktör arayan kişileri (bkz: jose mourinho) başlığına alalım. guardiola her daim yardımcılarına ve oyuncularına saygı gösteren bir futbol duayeni.

gel gelelim giyimi bile eleştiriliyor guardiola'nın -tabi taktiklerini,dizilimlerini eleştiremeyince buradan saldırıyorlar ama guardiola kulübede en karizmatik görünen teknik direktörlerden biri. karizması sayesinde, sürekli giyim sponsoru bulan bir adamı kötü giyiniyor diye eleştiriyorsunuz, saçmalık.

guardiola'nın başarıları hakkında çok fazla şey yazılmış, o yüzden yazmaya ihtiyaç duymuyorum.

guardiola sadece bir teknik direktör değil bir katalan aydınıdır. katalanlar tarafından şeref madalyası almıştır.

söylediği sözler slogan olmuş, felsefe olmuş bir aydından bahsediyoruz, cruyff'un her akşam masasına alip taktik, hayat felsefesi anlattığı genç guardiola'dan rol model guardiola'ya. etkileyici.

guardiola'nın kötü yanı yok mu? var elbet, ama guardiola'yı kötü bir insan olmakla suçlayanlara cevabını ben verdim, guardiola'yı başarısızlıkla suçlayanlara cevabıni ise guardiola kendisi verdi ve vermeye devam edecek.